1 Şubat 2016 Pazartesi

BİR ENGELLİYİ ANLAMAK TİYATRO OYUNU

                                                 

                                                     PERDE 1

             Perde kapalıdır Perdenin önünde  üç genci okul elbiseleri içinde konuşurken görürüz.Kenarda bir masa ve masanın arkasında bir sandalyede  oturan bir adam görürürüz

             ALİ        '' Elbette engelli olmak zordur ama bazı güzel yanları da var bence''
            ZEHRA  '' Böyle düşündüğüne inanamıyorum Ali senin ''
            ALİ         '' Neden Zehra düşünsene bedensel engellisin ve bir yere yürüyerek gitmek zorunda değilsin.Bir akülü tekerlekli sandalye alıyorsun istediğin her yere  arabana binip gidebiliyorsun ''
            YUSUF  '' Ne kadar basit değil mi Ali. Sana verilen bu yürüyebilme yeteneğinin bir lütuf olduğunun farkında bile değilsin. Koşabiliyorsun.Rahat rahat gezebiliyorsun, Çok rahat şekilde futbol oynuyorsun.Gerçi becerebildiğin söylenemez ama gene de oynayabiliyorsun. Ya boş ver onu bunu sen kaçıncı katta oturuyordun ''
             ALİ        '' Üç ''
             YUSUF  '' Asansörlü değildi değil mi? sizin apartman ''
             ALİ        '' Beş katlı olduğu için gerekmeyebiliyormuş. O yüzden koymamışlar ''
             ZEHRA  '' Ali bedensel engelli olsan evine nasıl girecektin ''
             ALİ        '' Ne varmış bunda mis gibi babamın kucağında girecektim ''
             ZEHRA '' Ya baban yokken nasıl girecektin ''
              ALİ       '' İyi de o zaman öyle bir evde oturmazdık ki. Müstakil bahçeli bir evde otururduk. Bahçesinde ağaçlar olan ''
             YUSUF  '' Sen o bahçedeki ağaçlardan meyve yiyebilmek için çıkmak yerine, birinin sana alıp getirmesini tercih ederdin. Doğal olarak tabi''
             ALİ        '' Tabi ki nede olsa bedensel engelliyim. Çıkamam ki bana hizmet edecekler başka çareleri yok ''
             ZEHRA  '' Ne kadar sığ kafalıymışsın sen Ali ya  Kendi başına bir şey yapmaktansa sen başkasının sırtında asalak gibi yaşayabilirim diyorsun.Ben durayım bir ey yapmayayım.İnsanlar bana hizmet etsinler. Buna mecburlar diyeceksin değil mi ''
             YUSUF  '' Ya Ali  sen geçmiş hayatında kral falandın herhalde ki böyle düşünüyorsun. Hoş kral olsan bile mutlaka  kendin yapmak isteyeceğin şeylerin olacaktır''
               ALİ      '' Benim olmazdı. Her işi başkasına yaptırırdım ohhh kekahhh. Ben keyfime bakardım ''
               ZEHRA  '' Ali gerçekten inanamıyorum sana ya. Sen bu olamazsın. Nasıl başkasının hayatını tamamen sana endekslemesini istersin. Bu bencillik''
               ALİ         '' Yoooo hiç bilem değil. Ben engelli değilmiyim Bana mecburen hatta s.. s. anladınız siz onu yardım edecekler ''
               ZEHRA  '' Pes valla Ali sana.Kimse sana yardım etmek mecburiyetinde değil bir kere.Yok öyle bir şey. Ve sen umarım hiç engelli olmak zorunda olmazsın ''
               ALİ  '' Niye olayım ki zaten ben sağlıklıyım. Elim ayağım tutuyor. Benim engelli olma şansım sıfır kızım sıfır ''
              YUSUF  '' Allah göstermesin ama ya bir trafik kazasına falan uğrar ve bacaklarını kullanamaz durumuna gelirsen ''
              ALİ        '' Ben niye kaza yapayım ki hem iyi bir şoför olurum hemide yavaş sürerim arabamı. Biraz dikkat yeter de artar bile ''
             YUSUF  '' Bu kadar basit yani ''
             ALİ         '' Evet bu kadar basit ''
             ZEHRA  '' Şimdi biz desek ki aracın hata yaptı. Sen onu da kabul etmez her hafta bakımını yaptırırım dersin değil mi?''
             ALİ         '' Yani bak sende kabul ettin aklın yolu bir''
             YUSUF  '' Umarım bir gün hiçte öyle olmadığını anlamak zorunda kalmazsın''
              ALİ       '' Yalan mı yani Yusuf aklın yolu bir değil mi ''
             YUSUF   '' Öyle olsaydı biz şu an burada engelli durumunu tartışıyor olmazdık. Hiç değilse bunu gör bari ''
              ALİ         '' Bunun akıl yolu ile alakası yok ki siz inatçısınız ve gerçeği kabul etmiyorsunuz hepsi bu''
             ZEHRA  '' Biz mi gerçeği kabul edemiyoruz. Oğlum sen kafayı sıyırmışsın. Gerçekten sıyırmışsın. Benim bu saatten sonra sana söyleyebileceğim bir şey yok artık ''
             ALİ        '' Bak nasıl da yola geldin Ben haklıyım tabi ''
             YUSUF  '' Gerçekten pes Ali sana gerçekten Pes ''
       Onlar bu şekilde tartışırlarken Sosyal bilgiler öğretmeni olan .Aynı zamanda Alinin sınıf öğretmeni olan Kenan öğretmen onların tartışmalarına kulak misafiri olmuş. Yerinden kalkmadan ve hiç ses çıkarmadan onları dinlemiştir. Zil çalar . Işıklar söner Gençler ve öğretmen perdenin içine girerler
        Perde açılır Bir sınıftayızdır. Kenan öğretmen, öğretmen masasının önünde kollarını birbirlerine bağlamış durumda görürüz Ali ve Yusuf en arkalarda Zehra ise ön sıralarda bir yerde otururken görürüz.Duvarda bir kara tahta denilen yazı tahtası vardır. Önünde bir tebeşir ve yazı silme silgisi vardır. Yazı tahtasının sol üstünde  DERS : SOSYAL BİLGİLER '' Altında KONU : Türkiyenin sosyal yapısı.yazısını görürürüz. Masaların üstünde defter ve kitaplar çıkarılmıştır..Oyun başlar...

        KENAN ÖĞRETMEN  '' Arkadaşlar bugün bazılarınıza ödevler vereceğim. Onun için önce şu kitaplarınızı bir kaldırın bakalım. Bu ders konumuzu işlemeyeceğiz'' Öğrenciler kitaplarını kaldırırlerken.Kenan öğretmen Tahtaya döner silgiyi alır ve konunun önünde yazan yazıyı siler.
Eline tebeşiri alır ve oraya konunun olduğu yere Bir engelliyi anlamak yazar. Sona sınıfa döner ve konuşmaya başlar.
        KENAN ÖĞRETMEN  '' Evet arkadaşlar bugün sizlere vereceğim ödevin ana konusu bu'' Tahta da yazdığı yazıyı gösterir. ''Şimdi sizleri üçerli gruplara ayıracağım. Bu gruplarda biriniz herhangi bir engelli olacaksınız. Diğerleriniz de denetçi yada gözlemci olacak notlar tutacaksınız. Bu tam bir gün sürecek yani evinizde de devam edeceksiniz o yüzden bana velilerinizin telefon numaralarını da verin onlara da bilgi vereyim ''
          Ali Yusuf ve Zehra şaşkındılar daha az önce okul bahçesinde bunu koşumuş tartışmışlardı. Yusuf Alinin kuağına eğilir kısık sesle
          YUSUF  '' İstermisin şimdi Kenan öğretmen biz üçümüzü bir grup yapsın engelli olacak olarak ta seni seçsin ''
          ALİ  '' Yok artık ta İnşallah engelli olarak beni seçer hiç değilse bir gün krallar gibi yaşarım''
          YUSUF  '' Tabi tabi ''
          Kenan öğretmen konuşmasına devam ederek.
          KENAN ÖĞRETMEN  '' Arkadaşlar gruplarınızı belirlemeden önce söylemek istediğim şeyler var. Bu görevi yapabilmeniz için bazı gerekli eşyalara veya materyallere de ihtiyacımız olacak. Ben bunun için bazı yardım kuruluşlarını yada okulları aradım yardım istedim. Sağ olsunlar fikrimi çok beğendikleri için seve seve yardımcı olacaklarını söylediler.Gün içinde gerekli malzemeleri bize getirecekler.Geldiklerinde grublarınıza dağıtırım. Şimdi grupları belirleyelim''
         Kenan öğretmen sınıfı dolaşmaya başlar.Şöyle bir tur attıktan sonra grupları belirlemeye başlar.
         KENAN ÖĞRETMEN  '' Hayriye.Mustafa ve Özlem siz üçünüz bir grupsunuz. Mustafa engelli sen ol bu grupta. Hayriye sen denetçi Özlem sende notları tutacak kişi ol. Mustafa sen kör olacaksın bir günlüğüne. İkinci grup Ali Yusuf ve Zehra olsun Ali sen bedensel engelli ol Yusuf sen denetçi Zehra sende Not tutan ol.'' Kenan öğretmen  diğer öğrencileri de gruplara ayırıp görevlerini dağıttıktan sonra masasına döner sandalyesine oturur.
        Durum tam Yusufun tahmin ettiği gibi olur tesadüf bu ya üçü aynı gruba düşmüşlerdir. Aliye doğru eğilir
          YUSUF  '' Şansa bak Sanki Kenan öğretmen bizi dışarıda duymuş gibi. Üçümüzü aynı gruba ve seni de engelli seçti''
           ALİ  '' Ne güzel oğlum işte Bir gün krallar gibi yaşayacağım ''
          YUSUF  '' Sen öyle san''
           KENAN ÖĞRETMEN  '' Şimdi arkadaşlar sizlerden istediklerimi söyleyeyim. Bu bir gün boyunca Kesinlikle herkes üstüne düşeni yapacak.Engelli seçtiğim arkadaşlar asla ve asla  Normal hallerini kullanmayacaklar. Denetçiler sizin göreviniz kullanmaya kalktıklarında onları engellemek olacak. Not tutanlarda  arkadaşlarının yanıda olacak ve gün içinde yaşanılanların notunu tutacaklar.Anlaşılmayan bir şey varmı ? ''
           YUSUF  '' Öğretmenim  her şey güzel de ya biz denetçiler onları evlerinde nasıl denetleyeceğiz ve not tutucular nasıl not tutacaklar.''
           KENAN ÖĞRETMEN  '' Onun için ailelerinizin de telefonunu istedim zaten. Onlarda destek olmazlarsa bu görev layıkı ile yapılamayabilir. Ama inanıyorum ki bana yardımcı olmayı seve seve kabul edeceklerdir hemde  bir günlüğüne olduğu için sevineceklerdir bile ''
         ALİ  '' Neden sevinsinler ki öğretmenim''
         KENAN ÖĞRETMEN '' Neden sevineceklerini gün sonunda anlayacaksın zaten.Acele etme şimdiden. Gün bitiminde  gruplar bir araya gelip ortak bir durum yazısı yazacaklar. O bir gün sonundaki düşüncelerinizi. Tamam mı anlaştık mı ''
          ÖĞRENCİLER  '' Evet öğretmenim'' Hepsi neşeli bir oyuna başlayacaklarmış gibi sevinçle birbirleri ile konu hakkında şakalaşmaya başlamışlardı bile.Kenan öğretmen sınıftaki bu şakalaşmaya bilerek izin vermişti.
           KENAN ÖĞRETMENİN İÇ SESİ  '' Gülün şakalaşın bakalım şimdi görev bittikten sonra şimdi o gülen yüzlerinizin ne hallere dönüşeceğini hep beraber görürüz.
           Işılar söner perde kapanır.
         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder