Büyük baba iki gündür özlediği kemanı ile sabahın erken saatinde gene buluşmuştu. Ama bugünün farkı ona yardıma torunu değil kızı Melis gelmişti. Kahvaltı evde bulunan bütün ailenin katılmı ile zevk ve neşe içinde yapılmış. Pınar ve Zülal okula gitmek için evden dışarı çıkmışlardı. Onları kapının önünde Timur bekliyordu. Zülal Timur'u gördüğüne şaşırmıştı.
''Günaydın Timur. hayırdır bizi mi bekliyordun?''
'' Evet Zülal sizi bekliyordum''
Zülal yan gözle Pınar'a baktı. Pınar'ın yüzünde gülücükler açılmış. Gülen gözler ile Timur'a bakıyordu.
'' Öyle mi neden bizi bekliordun ki ?''
'' Okula beraber gideriz diye düşünmüştün''
'' Hımmm demek öyle düşündün''
Pınar '' Aman Zülal dur artık. Akşam konuştuk biz Timur ile beraber okula gidebiliriz diye ben söyledim''
'' Haa sen söyledin yani öyle mi ?''
'' Yaa kes şunu artık. Lütfen''
'' Tamam tamam kestim. Hadi gidelim. Durakta ağaç olmuş biri vardır şimdi''
''Evet ya bekletmeyelim Murat'ı''
Timur Pınarın yanına geçti. Hep beraber durağa yöneldiler. Tam yahmin ettikleri gibiydi Murat durakta onları bekliyordu.
Melis ve Sıla mutfakta ortalığı topluyorlardı. Beylerde salona geçmiş konuşmaya dalmışlardı. Erkekler bir araya geldiklerinde konuştukları şeylerde biri spordan konuşuyorlardı. Konu Galatasaray dı elbette. Melis mutfaktan seslendi.
'' Birer kahve yapalım mı kahvaltının üstüne iyi gider''
Büyük baba '' Sağ ol kızım ben almayayım. Malum yaşlılık biraz daha dikkatli olmam gerekiyor''
Nurettin Bey '' Anıl sen içer misin?''
'' Yok yok bende içmeyeceğim''
'' Yok hanım hiç birimiz içmiyoruz''
Melis '' Keyfiniz bilir. Biz Sıla ile içeriz mutfakta''
Büyük baba '' Gelin burada için''
Anıl kısık sesle konuşaak
'' Gelmezler baba gelmezler''
'' Neden ki''
Nurettin Bey gülerek.
'' Tüttürecekler orada da ondan baba''
Sıla '' Yok baba biz burada içelim kadın kadına dertleşiriz birazda''
Anıl kısık sesle konşmasına devam ederek
'' Bak bak dertleşeceklermiş. Zıkkımlanacağız diyemiyor da''
Erkekler gülüştüler Büyük baba
'' Tamam bayanlar bildiğiniz gibi yapın''
Erkekler kendi konuşmalarına dönmüşlerdi.
Anıl '' Sence kimle anlaşacak Galatasaray baba''
'' Bilmem ki evlat ama bu sene bitti Galatasaray için. Avrupa kupalarına katılmayı başarsalar bari de cezaları bitse bu yıl''
Nurettin Bey '' Aynen öyle. Şuraya bak ya geçtiğimiz seneyi üç kupa ile kapat bu sene konuştuklarımıza bak''
Büyük baba '' Evet geçen sene üç kupayı birden aldık ama öyle ahım şahım bir top oynayarak almadık. Kötülerin iyisi idik hepsi bu. Bu sene Beşiktaş ta Fenerbahçe de iyi takım kurdular ve iyi oynuyorlar ama ben asıl Konya sporun geldiği noktayı sevdim. Çok akılcı ve iyi top oynuyorlar''
Anıl '' Bu sene Beşiktaş şampiyon olsa bari''
Büyük baba '' Benim de gönlüm öyle istiyor ama. Göreceğiz İnşallah olurlar''
Konuşma kapının çalınması ile kesilmişti.
Anıl '' Kim ola ki bu sabah sabah''
Sıla '' Ben bakarım'' diye seslendi
Anıl'' Sen dur hanım ben bakarım. sabah sabah pek hayra alamet gelmedi bana. Sen dur ben bakarım''
Anıl kapıyı açmak için koltuğundan kalktı. Kapıya yaklaştığında dışarı seslendi.
'' Kim o''
'' Polis. Kapıyı açarmısınız lütfen?''
Nurettin Bey büyük babaya şaşkınlıkla baktı
'' Polis mi?''
Büyük baba '' Telaş etme evlat anlarız birazdan ne olduğunu''
İkisi de yerlerinden kalkıp kapıya yöneldiler. Sıla ile Melis'te mutfaktan çıkıp kapının önüne gelmişti.
Anıl '' Açıyorum bir saniye'' Büyük babaya baktı. Büyük baba başı ile a işaretini yapınca Anıl kapıyı açtı. Kapının önünde biri sivil ikisi remi elbiseli üç polis memuru duruyordu. Sivi olan kimliğini çıkarıp gösterdi.
'' Cevher Yurdakul hanginiz''
Büyük baba '' Benim evlat buyur ne vardı''
'' Cevher Yurdakul sizi devlete karşı gelmekten. Devletin gizli bilgilerini ifşa etmek ile devlet karşıtı örgü kurmak ve örgütsel hareketlerde bulunmak suçundan tutukluyorum''
Anıl '' Ne yapmaktan ne yapmaktan''
'' Duydunuz bey efendi ne söylediğimi. Cevher Yurdakul söylediklerimi duydunuz mu?''
'' Sağır değilim evlat ta bu saçmalık nedir onu anlayamadım''
'' Bilemem orasını ben sizi tutuklamakla görevlendirildim. Gerisini savcılık halledecek. Hakkınızdaki soruşturma bitene kadar tutulusunuz. Lütfen ellerinizi uzatın ve bize zorluk çıkartmayın''
Nurettin Bey'' Ne saçmalıyorsunuz siz memur bey. Bir yanlışlık falan olmalı''
Melis '' Ne istiyorsunuz babamdan siz ya. Çekin ellerinizi babamın üstünden''
Büyük baba '' Sakin olun çocuklarım. Memur beyler görevini yapmaya gelmişler. Bir iki saate kalmaz yaptıkları yanlış anlaşılır eve dönerim''
Anıl '' Peki baba Memur beybabamı nereye götürüyorsunuz''
'' Organize suçlarla mücadele müdürlüğüne''
'' Neredeymiş o''
'' Yeşilyurt odu caddesinde''
'' Tamam Bizde arkandan geliyoruz babacığım''
'' Gerek yok evlat nasılsa hata çabucak anlaşılır ve çok geçmeden geri dönerim''
Nurettin Bey '' Olsun biz genede gelelim.''
Memur elindeki kelepçeyi büyük babaya uzatarak
'' Cevher Bey buyurun gidelim''
Büyük baba iki kolunu uzattı memur bileklerin olduğu yere kelepçeleri vurdu.
Büyük baba memura
'' Hadi gidelim evlat''
Büyük baba üç polis memuru nezaretinde evden çıkarıldı. Polis arabasına bindirildi ve Yeşilyurt'a doğru yola çıktılar. Hemen ardından Anıl ve Nurettin Bey de hızla Anıl'ın arabasına binip peşlerine takılmışlardı.Arkalarından Sıla ve Melis bağırıyorlardı
'' Bizi habersiz bırakmayın''
Nurettin Bey kafasının arabanın camından çıkarıp.
'' Tamam tamam haber veririz''
Büyük baba polislerle şubeye vardıklarında Kambur İsmail ve Tayfun da oradaydılar ve hepsinin başlarında ikişer resmi polis bulunuyordu.
Büyük baba '' Bu ne şimdi Mehmet''
'' Harekete geçtiler Cevher. Hepimizi aldılar. Ve hepimiz aynı suçla suçlanıyoruz''
'' Suçlanıyormuyuz. Bu ne saçmalık ya''
Anıl be Nurettin Beyde içeri gelmişlerdi. Kambur'u ve diğerlerini görünce şaşkınlıkları tavan yapmıştı''
'' Mehmet amca seni demi suçluyorlar yoksa''
'' Evet evlat''
'' Ama neden''
'' Şuradan bir çıkalım anlatırız evlat''
Büyük baba'' Anıl sen telefonumu al rehberden avukat Ufuk Ali Bilgin ve Avukat Volkan Alposkay var hangisine ulaşırsan ulaş durumumuzu anlat bir an önce buraya gelsinler''
'' Tamam baba. Tanrım nasıl bir belaya bulaştınız siz baba''
Anıl ilk olarak avukat Ali Bilgini aradı bir kaç çalma sonra karşıdan telefon açıldı
'' Oooo Cevher amca hayırdır sabah sabah''
'' Şey ben Anıl. Oğluyum''
'' Hayırdır Anıl Bey Cevher amcaya bir şey mi oldu ?''
'' Bu sabah evimize gelen polis memurları tarafından tutuklandı Ali bey''
'' Ne diyorsunuz siz Anıl Bey''
'' Duydunuz Ali Bey babam sizi aramamı söyledi. Mehmet amcamı da tutuklamışlar''
'' Yok artık. Neredesiniz siz. Hemen geliyorum''
'' Yeşilyurt organize suçlar müdürlüğündeyiz''
'' Tamam babanıza söyleyin Volkan abi ile hemen geliyoruz. Mümkünse biz gelene kadar hiç biri konuşmasın''
'' Tamam Ali bey lütfen çabuk olun''
'' Hemen geliyoruz Anıl Bye hemen geliyoruz''
'' Sağ olun bekliyoruz''
Sonra babasına döndü.
'' Geliyorlar baba. Olar gelene kadar kimse ile konuşmamanızı söyledi Ali Bey''
'' Tamam evlat sağ ol. Merak etmeyin birazdan evimize gideriz''
Az sonra hepsi bir odaya alındı.Oldukça büyük bir odaydı. Ortada bir masa ve masada oturan takım ceketli orta yaşlarda hafif şişman gözlüklü kumral bir adam vardı. Konuşmaya o başladı
'' Beyler ben Cumhuriyet Savcısı Nedim Çevikel. Hakkınızdaki iddianemeyi okuyorum kısaca. Cevher Yurdakul siz devlete karşı çete kurma çeteye başkanlık yapma devlet bilgilerini çalıp ifşa etme ile suçlanıyorsunuz. Hakkınızdaki iddianeme sonuçlanıncaya kadar tutuklu yargılanacaksınız. Siz Baş komiser Mehmet Emin ve yardımcıları sizlerde Polislik görevini yanlış kullanma. Çete kurmaya göz yumma,yardım ve yataklık yapmakla suçlanıyorsunuz. Öncelikle görevlerinizden soruşturma sonuçlanıncaya kadar açığa alındınız. Mehmet Emin tutulu diğerleri tutuksuz yargılanmak için tutuklandınız''
Kambur'' Ne saçmalıyorsunuz siz ya. Ne çetesi ne örgütü ne yardımı ne yataklığı''
'' Burada soruları ben sorarım Komiser sen değil oturun bakalım''
Sonra odadaki Anıl ve Nurettin Beye dönerek.
'' Sizler kimsiniz''
Anıl '' Biz Cevher Yurdakulun oğlu ve damadıyız ben oğlu Anıl Yurdakul''
'' Bende damadı Nurettin Aksel''
'' Beyler sizi dışarı alalım. Burada silik bir şey yok. Size sonradan gerekli bilgiler verilecektir''
Anıl '' İnşallah savcı bey.İnşallah''
Anıl ve Nurettin Bey istemeden de olsa dışarı çıkmak zorunda kalırlar. Çok geçmeden iki kişi telaşla içeri dalarlar. Buldukları ilk polis memuruna kendilerini tanıtırlar
'' Ben Avukat Ali Bilgin''
'' Bende Avukat Volkan Alposkay . Müvekkillerimizi tutuklamışsınız neredelr''
Polis memuru '' Müvekkilleriniz kimlerdir ''
Anıl konuşulanları duymuştu. Onlara seslendi
'' Ali Bey Volkan Bey buradayız''
İkisi de sesin eldiği yöne doğru dönüp yaklaşmaya başladılar
'' Merhaba Ben Anıl Cevher Yurdakul'un oğluyum''
'' Bende damadı Nurettin''
Volkan Bey '' Ben babanızın avukatlarından Volkan ve arkadaşımda Ali. Neredeler. Nereye aldılar onları''
Anıl babasının ve diğerlerinin alındıkları odayı göstererek.
'' Bu odadalar''
'' Tamam beyler siz bekleyin burada biz biriçeri girelim bakalım dertleri neymiş bunların. Hadi Ali''
'' Girelim Volkan Bey''
İkisi de kapıyı çalarak karşıdan komut beklemeden içeriye daldılar. Savcı gelenleri görünce şaşırmamıştı.
'' Buyurun Beyler bizler de sizleri bekliyorduk''
Volkan '' Umarım fazla bekletmedik seni Nedim''
'' Volkan Bey avukatları siz misiniz ?''
'' Evet ben ve Ali tutukladığınız insanların avukatlarıyız. Öncelikle ne ile suçlandıkarını öğrenebilirmiyiz ?''
'' Elbette''
Savcı haklarındaki suçlamayı tekrar okuduktan sonra.
'' Evet avukat beyler şimdi öğrendiniz ne yapacaksınız''
Ali Bey ''Önce bu saçmaladıklarınızın delillerini görmek incelemek isteyeceğiz. Bu süreç içinde müvekkillerimizin tutuksuz olarak yargılanma surecini beklemenizi isteyeceğiz. Tüm bunlar için acilen hakim karşısına çıkarılmayı talep ediyoruz''
'' Hemen mi''
'' Evet savcı bey hemde derhal. Ya bunu yapın yada müvekkillerimizi serbest bırakın. Onlarda kaçmayacaklarını beyan etsinler. Memur arkadaşlarda görevlerinin başına dönsünler''
'' Düşünmem lazım''
'' Nedim sende biliyorsun ki bunların hepsi düzmece. Ya o düzmeceye uyarsın yada gerçekleri bulmamıza yardım edersin ki gerçek suçluları bulup yargı önüne çıkarabilelim''
'' Aslında sana katılıyorum Volkan Bey de yapamam buna hakim karar versin''
'' Tamam o zaman hemen gidelim''
''Ben konuya bakacak bir hakim varmı ona bir bakayım. Geliyorum hemen''
Savcı Bey odadan çıkar
Ali Bey '' Merak etmeyin beyler iki saat içinizde evlerinizde olursunuz. Sizlerde görevlerinizde''
Kambur '' İnşallah Ali Bey inşallah. Ama sürprize hazırlıklı olalım. Daha büyük bir balığa olta attık herhalde. Bu arada siz her olasılığa karşı Avrupa insan haklarına başvurmak için belgeleri hazırlayın Volkan Bey''
'' Onlar çoktan hazır zaten Mehmet komiserim.''
Savcı içeri girince susarlar.
'' Buyurun gidelim Hakim bey bizi bekliyor''
Az sonra arabalara binildi ve Bornova Manavkuyu mevkisinde bulunan adliye binasına doğru önde büyük baba kambur ve diğerlerini taşıyan polis arabaları, arkalarında da avukatların ve anılın arabası olmak üzere yola çıkıldı. Yaklaşık bir saat sonra organize suçlar ağır ceza mahkemesi hakiminin karşısındaydılar.
'' Evet savcı bey sizi dinliyorum. Nedir suçlama''
Savcı Nedim suçlamayı okudu Bitirince hakim avukatlara döndü''
'' Evet sayın avukatlar siz ne diyorsunuz bu konuda. Savcı beyin suçlamasına diyeceğiniz bir şeyler var mı?''.
Volkan Bey'' Elbette var hakim bey savcı bey elinde hiç bir delil olmadan bu tutuklamayı gerçekleştirmiştir. Suçlamalar asılsızdır. Bu yüzden Müvekkillerimizn serbest bırakılmasını talep ediyoruz''
Hakim bey savcıya döndü
''Bu suçlamalar ile ilgili somut delilleriniz var mı? savcı bey''
'' Hazırlanıyorlar hakim bey''
'' Hazırlanıyorlar mı''
'' Evet halim bey hazırlanıyorlar''
'' Madem hazır değil neden bu tutuklamayı yaptınız sorabilir miyim sayın savcım''
'' Kaçma ihtimallerine karşı önlem olarak hakim bey''
'' Kaçma ihtimallerine göre mi.''
'' Evet hakim bey''
'' Peki sizler tanıtır mısınız kendinizi? Büyük babayı göstererek sizden başlayalım''
Büyük baba ayağa kalkar
'' Ben 1950 İzmir doğumluyum İsmim Cevher Yurdakul emekliyim eski milli basketbolcuyum''
'' Peki sizi tanıyayım'' dedi Kambur'u göstererek
'' Ben de 1950 İzmir doğumluyum Emekli Polis memuruyum ama emniyet müdürümüzün isteği dahilinde teşkilat içinde kurulan özel bir timin komutanıyım''
Hakim '' Öyle mi size sonra döneceğim. evet beyler sizide bir tanıyayım''
Tayfun ayağa kalkar
'' Ben 1978 Ankara doğumluyum Adım Tayfun Yılmaz Halen aktif polis memuruyum Ve görevim Mehmet amirimin yardımcılığı''
İsmail Ayağa kalkar
'' Hakim bey Ben 1983 edirne doğumluyum halen aktif polis memuruyum Emniyet müdürümüzce bu birime atandım ismim ve soy ismim İsmail Demiriz''
Hakim savcıya dönerek
'' Sizin kaçarlar diye tutukladığınız insanlar bunlar mı sayın savcım''
'' Evet hakim bey''
Hakim gülümseyerek
'' Yaz kızım. Gereği düşünüldü. 04.02.2016 yılında saat 07.45 te yapılan tutuklamanın kanıt yetersizliğinden iptaline. Sanıklardan halen aktif görevde bulunan memurlar hakkında bilgi alınması için emniyet müdürlüğüne yazı yazılmasına. Savcının suçlama yaptığı belgeleri toplayacağı tarihe kadar sanıkların yurt dışı seyahatlerinin yasaklanmasına. Davanın deliller toplandıktan sonra 04 03 2016 tarihine saat 10.00' a ertelenmesine ve sanıkların bu süreyi tutuksuz geçirmelerine Bu belge her sanık için ayrı ayrı iki nüsha hazırlanarak biri sanıklara diğeri suçlama yapan savcılık bürosuna verilmesine karar verilmiştir. Buyurun beyler çıkabilirsiniz''
Mahkeme salonundan dışarı çıktılar. Anıl ve Nurettin Bey dışarıda onları merakla bekliyorlardı
'' Ne oldu baba''
'' Serbest bırakıldık evlat''
'' Bitti mi yani''
'' Hayır evlat daha yeni başlıyoruz sayılır önümüzde bir ayımız var''
'' Ne için o baba''
'' Mahkeme tam bir ay sonraya ertelendi tutuksuz yargılanacağız''
'' Ama neden baba neden. Ne oluyor''
'' Hadi eve geçelim evde anlatırım size''
Sonra avukatlarına döner
'' Çok teşekkür ederim. Sizler olmasaydınız büyük olasılıkla tutuklarlardı beni''
Volkan Bey '' Onu sanmıyorum ama Önümüzdeki bir ayı iyi değerlendirmemiz lazım. Yarın uygun olursanız büromda buluşalım olurmu Cevher bey''
'' Elbette olur''
'' Mehmet Bey siz de buyurun. Hep beraber bir ol çizelim kendimize ona göre hareket ederiz''
Kambur '' Evet iyi olur. Bizde ekibimle bir toplantı yapalım şimdi ofisimize gidip. Bu arada Cevher çocuklar korumasız kalacaklar çok dikkatli olsunlar onlara ulaşın da bilgi verin. Ben dışarıdan iki polis ayarlayacağım onlar için o süreç içinde yalnız kalmasınlar''
Nurettin Bey '' Allah'ını severseniz ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu? sizin neler söylüyorsunuz öyle. Kızlarımızın bu işle ne alakası var ? Neden hayatları tehlikede? neler oluyor burada''
''Tamam evlat hepsini evde anlatacağım hadi bir an önce evimize gidelim''
Anıl '' Hadi o zaman çabuk olalım. Kafayı yemek üzereyim yoksa şimdi''
Adliyeden çıkıp birbirleri ile sonradan görüşmek üzere anlaşıp arabaya binip evin yolunu tuttular . Anıl arabayı oldukça hızlı kullanıyordu. Bir an önce eve gidip olan biteni öğrenmek istiyordu. Yirmi dakika içinde evde olmuşlardı. Yolda gelirken Nurettin Bey evi aramış yolda olduklarını bildirmişti. Evin içinde Melis te Sıla da merak içinde onları bekliyorlardı. İçeri girer girmez büyük babaya sarıldılar
Melis '' Baba geçmiş olsun. Ne oldu neden tutuklamışlar sizi. Ne dedi hakim bey''
'' Tamam kızım tamam yavaşla biraz hadi hepimiz salona geçelim sizinle konuşmamız gereken durumlar var''
Sıla '' Kötü bir şeyler mi oluyor yoksa baba''
''Anlatacağım kızım hepsini anlatacağım. Hadi salona geçelim''
Hep beraber salona geçtiler. Büyük baba olan biteni anlatmaya başladı. Önerin yaptıklarını kızların istemeden bu olaya nasıl bulaştığını. Kızların koruma altına alındığını. Timur'un Pınarı korumak için vurulduğunu birbir en ince detayına kadar anlattı. Hepsinin kanı donmuş gibiydi.
Anıl '' Neden bize haber vermediniz baba''
'' Oğlum Emniyet müdürlüğü gerekli incelemeyi yapmış bir gece yarısı operasyonu ile Maliye bakanı hariç pek çok kişiyi tutuklamışlardı. Maliye bakanı hakkında da fezleke hazırlanması ve dokunulmazlığının kaldırılması istendi. İşte Mehmet amcan ile ben Ankara'ya o fezlekenin tanıkları olarak çağrıldık.''
''Yani siz olay bu şekilde sonuçlanır diye düşünüyordunuz. onun için bize haber vermeye gerek duymadınız. Bu nasıl mantık baba''
'' Hayır evlat size bu akşam her şeyi anlatacaktık. Öyle karar almıştık ama sabahı bunlarla karşılaşacağımızı bilemezdik''
Melis '' Şimdi kızlarımızın hayatları tehlikede mi yani onu mu demek istiyorsunuz''
'' Kızım bugüne kadar sürekli koruma altındaydılar. Şimdi o korumayı yapamayacaklar ama Mehmet amcanız iki polis ayarlayacak onlar için''
''Ya o zamana kadar kızlarımıza bir şeyler olursa. Ya kızlarımıza bir kötülük ederlerse''
'' Edemeyecekler kızım onlara bu fırsatı vermeyeceğim''
''Of Allah'ım ya iş yerlerimizi arayalım. Bu durumda İstanbul'a dönemem''
Nurettin Bey '' Bende ofisi arayayım bir süre burada kalmak zorunda olduğumu bildireyim''
'' Siz bilirsiniz ben şimdi torunlarımı arayayım''
Üçü de telefonlara sarılmış gerekli yerleri arıyorlardı. Büyük baba kızları aramış onları akşam Murat'ın buraya getirmesini istemişti. Kızlar Timur'da bizimle olacak deyince tamam daha iyi o zaman demiş telefonu kapatmıştı.Anıl şirketini aramış Patronundan iki aylık ücretli izin almıştı. Nurettin beyde işleri müdürüne yıkmış kendini açığa çıkarmıştı. Şimdi madem burada kalınacaktı. Kalacak yer konusu halledilmeliydi.
Büyük baba konuşmaya başladı.
'' Çocuklarım isterseniz burada bir ayarlama yapalım isterseniz büyük eve geçelim''
'' Büyük ev mi?''
'' Evet oğlum Mithat paşa caddesinde daha büyük bir evim var daha doğrusu evimiz var''
'' Evimiz var derken baba''
'' O evi Pınar ile ben her şeyimizi biriktirerek almıştık. O evi sonra Müteahhite yüzde otuzu bizim olarak verdim Şimdi orada Pınar apartmanı adı altında dairelerimiz var''
'' Yani baba''
'' O evin yarısı benim hakkım ise yarısı kızım Melisin hakkıdır.tabi torunum Pınar'ında''
Nurettin Bey '' Orası çok önemli değil babacığım şimdi dairenin kimin olduğu umurumda bile değil Bu işten nasıl kurtulacağız şimdi onu düşünelim''
'' O zaman burada kalalım. Çocuklarda var burada daha sıkı emniyette oluruz. Onlarında her şeyden haberleri var.''
Anıl '' Peki o zaman yatak işlerini halledelim önce. Sonra hergün birimiz kızları okula bırakıp getirir. Bir gün ben bir gün Nurettin. Bu arada yasal yollarla birer silah elde edelim Mehmet amca bunu halleder sanıyorsam''
Büyük baba '' Sanırım halleder. Büyük baba koltuğun altındaki silahı çıkardı. Benim ki burada ve hazır.''
Sıla '' Aman Tanrım şuraya bak sanki savaş içindeyiz''
Nurettin Bey '' Kesinlikle öyle bir durumdayız Sıla''
Büyük baba '' Tamam şimdi herkes sakin olsun bakalım. Bu akşam Anıl sen al kızları Mehmet amcanız da gelir bir program yaparız''
Melis '' Peki baba bizim yapmamızı istediğiniz bir şey var mı?''
'' Şimdilik yok kızım sonra olabilir. Siz normsl ev işlerinizi yapın şimdilik Bende çıkıp şu yatak işlerini halledeyim.''
Nurettin Bey '' Beraber gideriz baba artık kimse yalnız hareket etmemeli bugünden sonra''
'' Peki evlat''
Anıl '' Bende oğlanın okul işini halledeyim. Buradaki bir okula kaydını aldırayım bir iki aylığına da olsa.''
Büyük baba '' Ben onu hallederim Avni Akyol'a giderler ''
'' Kimin ile baba''
''Türkan kızımız var ya yukarıda onuda oraya kaydettirdim Beraberce gidip gelirler okula''
'' Peki baba öyle olsun Ben eski okulu ile irtibata geçeyim''
Oğulcan odasından çıkıp uykulu gözlerini kamaştırarak
''Ne o burada mı? kalacağız yoksa''
Anıl'' Bir süre öyle oğlum''
'' Ya okulum ne olacak arkadaşlarım ne olacak''
'' Bir iki ay sonra döneceksin okuluna oğlum şimdi sıkıntılarımız var burada onları halledince hep beraber döneceğiz gene''
'' Of baba ya of peki tamam öyle olsun''
'' Eyvallah evlat. Görüyor musun baba ey beyefendiden de izin aldık atık sırtımız yere gelmez''
Hep beraber gülüştüler. sonra herkes işlerini halletmeye çekildi. Anıl telefon ile Oğulcan'ın okulunu halletmeye büyük baba ise hem telefon ile Avni Akyol okulunu arayıp Torununun kaydını yaptırmaya hemde Damadı ile yatakları halletmeye dışarı çıktılar.
