17 Aralık 2015 Perşembe

ADI AŞK BÖLÜM 1 PART 3

Bölüm 1 part 3

Hayatta her şeyi yenebileceğini sanırsın Ta ki en büyük yenilginle yüzleşene kadar

Yüksel ŞEKER

               Evin içini Zülal ve Pınarın çığlıkları kaplamıştı.İkiside ne yapması gerektiğini çözemiyorlardı.Elleri ayaklarına dolaşmıştı.Sadece korkuyorlardı.Kapı kırılırcasına çalmaya başladı ama ikisininde dilleri susmuş ayakları kımıldamaz olmuştu sanki.Durmadan hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı.Biraz korkudan,biraz hiç bir şeyden yapamamaktan. Kapının kırılırcasına çaldığını Pınar fark etti, koşarak kapıyı açmasıyla üst kattaki dört genç hızla odaya daldı.ve yerde yatan büyükbabayı gördüler.
              ''Ne oldu Cevher amcaya''
              '' Bilmiyorum birden dizlerinin üstüne düştü'' diye yanıtladı Pınar Zülal dedesine bir şey olması korkusundan konuşamıyor,hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
              Tıp fakültesinde okuyan öğrencilerin yaşça en büyüğü hemen büyükbabanın nabzına baktı, atıyordu. İlk görünüşe göre tehlike yok gibiydi,herhalde bayılmış diye içinden geçirdi ama tedbiri elden bırakmamak gerekliydi
             ''Osman sen yukarı çık steteskopumla,tansiyon aletimi getir.Nazım sen 112 yi ara ambulans çağır.Mustafa sende yardım et Cevher amcayı şuradaki divana kaldıralım''
            Üçüde hemen denilenleri yaptılar Osman hızla yukarı fırladı Nazım telefona sarıldı 112 yi aradı gerekli bilgileri vermeye başladı Mustafa da direk arkadaşının yardımına koştu,büyükbabayı divana taşıdılar.Büyükbabayla ilgilenen genç kızları yatıştırmayıda unutmamıştı.
            '' Merak etmeyin arkadaşlar Cevher amca sadece bayılmış birazdan kendine gelir.Korkacak bir şey yok.Ben sadece tedbir olsun diye Ambulans çağırdım''
             Osman yukarıdan istenilenleri getirmişti
            ''Al Timur getirdim hepsini''
           Timur hemen tansiyon aletini büyükbabanın koluna taktı steteskopunuda kendi kulağına ve hemen büyükbabanın tansiyonuna baktı.O yaştaki birine göre gayet normaldi 13-9.Büyükbabanın üstünü hafiften açtı bu sefer steteskopuyla vücudunu dinledi.Her şey düşündüğü gibi gidiyordu.Büyük baba bilmediği bir nedenden dolayı bayılmıştı.Ambulans onun içindi.Hastaneye gidilmeli ve hemen tetkiklere başlanmalıydı.Eğer sağlık yönünden bir şeyse varsa önlemlerini alırlardı.
          Zülal'le Pınar da taş kesilmiş kıpkırmızı bir yüzle Timur'a ve Timur'un ağzından çıkacak kelimelere bakıyorlardı.Biraz sakinleşmelerine rağmen hala korku içindeydiler.Bildikleri bütün duaları okuyorlardı.Zülal
         '' Dede,dedem ne olur sana bir şey olmasın.Seni çok seviyorum''diye diye gözyaşlarınıda yanaklarından akıtıyordu,Timur...
          '' Şükür kızlar Cevher amca sadece bayılmış diğer her şey normal görünüyor.Sizden ricam bana limon ve su getirebilirmisiniz.Birazdan Cevher amca kendine gelir,Ambulansta yoldadır hemen hastaneye kaldırır birde orada genel kontrol ettiririz.Ama bana inanın Cevher amca iyi ve ona Allahın izniyle hiç bir şey olmayacak bugün''
         Zülal hemen mutfağa koştu limonla bir kap suyu geldi Timurun önüne bıraktı.Büyük babasının dibine çöküp Ellerini öpmeye başladı
         '' Dedem seni çok seviyorum''
         Timur ilk yardıma başlamıştıki Ambulansın sesi kapının önünde çalmaya başladı.Gençler gelen 112 Hızır servis sağlık ekibini direk büyükbabanın yanına yönlendirdiler Timur kendini tanıtıp Gelen doktora ilk bilgileri verdi yaptıklarını anlattı. Doktorda aldığı bilgiler doğrultusunda hareket ederek ilk müdahaleyi yapmak için Timurun yaptıklarını bir daha yaptı aynı sonucu almıştı.
          ''Hastaneye kaldıralım birde orda gerekli testleri yaparız''
          Sedye getirildi Büyükbaba sedyeye konulacaktı ki kendine geldi.Gözlerini açtı.Çevresinde ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.Salon insan doluydu,
           ''Zülalllllll'' diye seslendi
           '' Burdayım büyükbaba.Aniden bayıldın sağolsun üst kattaki arkadaşlar koşup geldiler.Ambulansıda çağırdılar.Şimdi seni hastaneye kontrol için götürüyoruz''
          '' Gerek yok ben iyiyim sadece birden başım döndü korkulacak bir şey yok''
           '' Tamam Cevher amca bizde biliyoruz da,gene de bir hastaneye gidelim.gerekli testleri yapalım Biliyorum bende sorun olmadığını Maşallah bizlere taş çıkartırsın sen .Eeeeee izin ver bizimde bir tane Cevher amcamız var onun için biraz endişelenelim ve iyi olduğunu öğrenip rahat edebilelim değil mi ama''
            Büyükbaba sevgi dolu gözlerle Timura baktı
            ''Peki evlat senin dediğin gibi olsun bakalım.Ama önce yapmam gereken bir şey var''
            '' Zülalllll kızım''
            '' Buyur büyükbaba''
            ''Arkadaşında burdamı''
            '' Burdayım Cevher baba burdayım'' diye yanıt verdi Pınar büyükbabaya.Sedyeye konulurken büyükbabanın bir elini tutarak,Diğer elide Zülalin ellerindeydi
            Büyük baba Pınara baktı
            '' Hay Allahın işine bak ne kadar da benziyorsun'' dedi
           Pınar ve Zülal birbirlerinin yüzüne bakmışlar.Büyük babanın ne demek istediğini anlamaya çalışıyorlardı.
          ''Kızlar özür dilerim gecenizi mahvettim.Özür dilerim''
          ''Dedem sen iyi olda daha çoooook güzel gecemiz olur hep beraber'' dedi usulca dedesinin elini öptü.
          Büyük baba ambulansa konulmuş Zülal le Pınar da büyükbabanın yanına oturmuşlardı Timur ambulans şöförüne sordu
           '' Hangi hastaneye götürüyorsunuz''
           ''Atatürk eğitim ve araştırma hastanesine'' yanıtını aldı
           '' Tamam kızlar biz evi kapatır yanınıza geliriz her ihtimale karşı biriniz telefon numaranızı verirmisiniz Zülal Timura numarasını verdi ve sevgi dolu gözlerle Timura ve diğer arkadaşlarına bakarak
           '' Çok çok teşekkür ederim.İyi ki varsınız''
           Dört arkadaş gülümseyerek Zülale baktılar Osman
           '' O senin deden ama bizimde Cevher babamız,Cevher amcamız elbette elimizden ne geliyorsa yapacağız onun için''
           '' Çok teşekkür ederim,çok teşekkür ederim''
          Ambulansın kapıları kapandı,Şimdi sadece Ambulansın hareket ederken çaldığı siren sesiydi sokakta duyulan.
          Osman,Nazım,Mustafa ve Timur hemen içeriye koşup iki evinde kapılarını kilitleyip anahtarlarını yanlarına alıp caddeye fırladılar.Trafik lambasının hemen yanı taksi durağıydı ilk taksiye atladıkları gibi Atatürk eğitim ve araştırma hastanesinin yolunu tuttular.En yakın hastane zaten orasıydı beş dakika sürmeden  hastanenin acil servisinin kapısındaydılar.Taksinin bedelini ödeyip Taksicinin kısa mesafe yolculuğu için sırasının kaybolmasına bozulmuş yüzüne aldırmadan acil servisin kapısından içeri süzüldüler.
          Zülal ve Pınar orada bekliyorlardı İkisi de ellerinde ki telefonlarla konuşuyorlardı. Sessizce yanlarına yanaştılar ve telefon konuşmalarının bitirmelerini beklediler.
         Zülal Anne ve Babasıyla konuşuyor olan biteni onlara anlatıyordu
         '' Baba gelmek istiyorsanız gelin ama korkulacak bir şey yok.Durumu iyi kontrol için geldik Hastaneye''
         '' Tamam Babaaaa haber veririm vermez olurmuyum Sizi seviyorum'' dedi ve telefonu kapattı gelenlere döndü az sonra Pınar da yanlarındaydı
         ''Bende Muratla Önere haber verdim.Gelmeyin dedim ama dinletemedim,ikiside yola çıkmışlardır bile'' Zülal Pınara dönüp onaylarcasına başını sağladı ve biricik arkadaşına sarılıp Timurların oldukları gruba döndü
         ''Gerçekten çok teşekkür ederim sizlere''
         '' Dediğim gibi oda bizim Cevher amcamız ona yardım edebildiysek ne mutlu bize'' dedi Osman
          '' Bu arada tanışmadık Gerçi biz Zülali tanıyoruz kısmen ama o bizi tanımaz,Ben Timur''
          Sonra tek tek arkadaşlarını göstererek
          '' Osman,Nazım ve Mustafa ''
          '' Eh beni tanıyormuşsunuz ama ben gene de söyleyeyim.Ben Zülal Kankamında ismi Pınar''
          Bu tanışma sözünün ardından hafifçe gülüşerek
           ''Tanıştığımıza memnun oldum'' sözcükleri ve tokalaşmaların ardından
          ''Haber geldi mi içerien''dedi Timur
          '' Hayır daha gelmedi Timur'' dedi Zülal Timur ismini bak ismini doğru söyledim dercesine vurgalayarak.
           '' Tamam ben şimdi içeri girer durumu hakkında bilgi alırım'' dedi ve karşılama bankosunun orada duran Hemşireye doğru yöneldi.Kendini artık nasıl tanıttıysa.Hemşire kapıyı açmış
           '' Buyurun Doktor bey' derken Timur'un gözlerine tatlı bir gülümsemeyle bakmayı da ihmal etmemişti.
            Timur uzun boylu denilecek bir boydaydı,Siyah saçlı,Ela gözlü ve oldukça atletik bir yapıya sahip,yakışıklı denilen cinsen biriydi.Girdiği ortamlarda genç kızların hemen dikkatini çekebilecek kadar yakışıklıydı hemde.Ama o bunu hiç koz olarak bir bayan üzerinde kullanmamış sadece derslerine odaklanmış bir gençti
           Timur içeri girmişti artık diğerleri doktorun peşi sıra Timur dan gelecek haberi de bekliyorlardı.Az sonra Murat la Öner de acilden içeri hışımla girmiş ve hemen sevdiklerinin yanına koşmuşlardı.Sarılma faslı bittikten sonra
           ''Nasıl durumu büyükbabanın Zülal'' diye sordu Murat
           '' Timur içeri girdi birazdan daha sağlıklı bilgi alırız herhalde Murat'' dedi Zülal
           ''Timur'' diye biraz şaşkın biraz da kim bu dercesine ismi tekrarladı Murat
           '' Pardon sizleri tanıştırayım önce sonra kısaca anlatırım''
           '' Bu arkadaşlar'' diye başlamıştı ki Osman,Nazım ve Mustafa kendilerini tanıttılar.Zülalin üst katında oturduklarını söylediler.Timurla Öner de kendilerini tanıtılar okuldan arkadaşlarını söyleyecekledi ki Zülal sözü devraldı
           '' Erkek arkadaşlarımız''deyip Muratın elini tuttu.
           Bu hareketi Muratı müthiş sevindirmiş bir o kadar da mutlu etmişti
           ''Peki Timur'' dedi Osman yanıtladı
            O da bizimle kalan arkadaşımız Tıp öğrencisidir kendisi  içeri girdi Cevher amcanın durumuna bakıp bize bilgi getirecek. İnşallah güzel haber de getirecek'' dedi
            Hep beraber Timurun gelmesini beklediler Murat bir iki kere ''bende gireyim'' dediyse de Zülal ''Timur içerde birazdan gelir''diye sevdiği delikanlıyı yanında tuttu.Çünkü şu anda ayakta durabilmesi için onun dayanağına ihtiyacı vardı.Onun yanında olması ona güç veriyordu.
           Çok geçmeden Timur kapıda göründü.Yüzü gülüyordu,belli ki güzel haberler getiriyordu.
           Arkadaşlar Cevher amcamız iyi,bir saate kalmaz taburcu edecekler.Şükür korkulacak tıbbi bir sorunu çıkmadı.Tahlilleri çabucak yapıp sonuçları getirdiler ve ona bakan doktor
          '' Geçmiş olsun bir saat sonra hastanızı alıp evine götürebilirsiniz'' dedi hepsi birbirlerine sarılıp '' Şükür'' çektikten sonra Timuru Murat ve Önerle tanıştırdılar.Murat hep beraber cafeye geçip birer çay içmeyi önerdi. Bu teklifi kabul gördü ama küçük minnacık bir kavgayı da peşinden getirdi'' ben ödeyeceğim'' kavgasını...
           Murat kavgayı kazanmıştı çünkü öneren oydu.Birlikte cafeye geçip birer çay içtiler ama gözleri hep kapıda kulakları da yapılabilecek anonstaydı.Çaylarını yeni bitirmişlerdi ki bekledikleri anons geldi
          '' Cevher Yurdakul yakınları lütfen hastanızın yanına geliniz''
          Timur ''Ben alır gelirim Cevher babayı siz iki taksi ayarlayın olur mu?''
         Öner hemen fırladı ''tamam taksileri ben hallediyorum''
         Timur da büyükbabayı almak için kapıdan içeri girdi az sonra da tekerlekli sandalyede büyükbabyla beraber göründü Herkes sevinçliydi Akşam kötü başlamış ama iyiye doğru son sürat gidiyordu...
         Büyükbaba yeni gelenleri farketmiş ve hemen kim olabileceklerini anlamış ama bu gece susmayı tercih etmiş,tanıştırılmayı beklemeye karar vermişti.  Taksilere binilmiş ve evin yolu tutulmuştu.az sonra evlerinin önündeydiler vedalaşıp ayrılacaklardı ki büyükbaba
       '' Hadi bakalım hepiniz benim evime'' İtiraz edecek gibi oldularsa da,dinlenmesi gerektiğini vurguladılarsa da yaşlı adama söz dinletemediler.Yenilgiyi kabullenip içeri girdiler.
       '' Aferinnn büyük sözü dinlemek her zaman iyidir iyi'' dedi gülümseyerek büyükbaba.Sonra
       '' Çocuklar şu büyük masayı açın ve mutfaktakileri ısınacakları ısıtıp buraya taşıyın bakalım hadi marş marş''
         Gülüşerek iş başı yaptılar ısıtılacakları Zülal le Pınar taşınacakları da diğerleri halletti ve büyük masa bir güzel donatıldı.Bir zamanlar sadece iki kişiyi ağırlayan ev birden bire dokuz kişiyle dolmuştu ve herkes mutluydu
          Büyük baba divanda diğerleri masa da karınlarını doyurdular neşe ve mutluluk içinde yemekler yenlip sofra toplanınca hepsi büyükbabanın yanına geldiler. Zülal
          '' Ah akılsız kafam tanıştırmayı unuttum.Özür dilerim büyükbaba'' Murata elini uzatıp ellerinden tutmasını sağladıktan sonra büyükbabasının yanına çekip
          '' Büyük baba bu erkek arkadaşım Murat''
          Büyükbaba kaşlarını çatmış gibi yapıp elini Murata uzattı Murat uzatılan eli nazikçe öpüp alnına koydu kıpkırmızı olmuş bir suratla. Zülal sonra Önere dönüp onu tanıştırdı tabi tanıştırırken arkadaşı Pınara bakıp onayını almayı da ihmal etmedi
          '' Bu arkadaşta Pınarın erkek arkadaşı Öner büyükbaba'' dedi
          Büyükbaba yüzü kızaran Önere bakıp elini uzatırken şaka yapmayı da ihmal etmemişti
          '' Bu akşam yüz kızarma akşamı anlaşıldı''  Öner de hafifçe gülümseyerek kendine uzatılan eli nazikçe öpüp alnına götürdü
         ''Çok memnun oldum efendim''
         '' Eeee kızlar mademki bu kadar kişi buraya toplandık akşamı güzel bitirelim ne dersiniz'' dedi
          Hepsi birden Harika olur dediler Osmanla Mustafa bir çırpıda yukarı çıkıp müzik aletlerini almışlardı bile. Pınar Kemanını Zülal de Gitarını almış salonun ortasına yereşmişlerdi.şimdi ortada iki gitar bir keman ve bir saksofon vardı ve onları bekleyen güzel bir müzik şöleni        
           Sırasıyla Camel den One of these days l'l get an early nightı,Kenny G den The Momenti Çaldılar ve arkasından Demir Demirkanın Nafilesiyle de final yaptılar.doyumsuz bir müzik ziyafeti olmuştu ve artık gitme vaktiydi.
           Gerçi büyükbaba henüz gitmelerini istemiyordu onlar gittikten sonra başına gelecekleri tahmin ediyordu ama malesef herkes evlerine er geç gitmek zorundaydı vedalaşmaların ve iyi dileklerin ardından odada en nihayet üç kişi kalmışlardı
          Zülalle Pınar müzik aletlerini kaldırıp büyükbabanın yanına koştular Zülal
         ''Allahhhhhhh annemler beni parça pinçik edecekler onları arayıp haber vermeyi unuttum'' deyip hızla telefonuna sarıldı numarayı çevirip babasına ulaştı ve büyükbabanın iyi olduğunu eve geldiklerini merak etmemeleri gerektiğini söyledi tabi bazı şeyleri bilerek atlayarak sonra telefonu büyük babaya verdi
          '' Dede oğlun bir sesini duymak istiyor''dedi
          Büyük baba telefonu eline aldı
          '' Kusura bakma evlat senin kız sizi de rahatsız ve tedirgin etmiş anlaşılan. Bilirsin sende kötüye kolay kolay bir şey olmaz zaten''
         Kızlar ''Aaaaa deme öyle büyükbaba''
         Telefonun diğer ucundan da aynı tepkiyi almış olacak ki yelkenlerini suya indirdi
        '' Tamam tamam sustum be iyiyim evlat iyiyim merak etmeyin basit bir baş dönmesiydi geçti işte''
        '' Yok yok sırf bunun için gelecekseniz gelmenize gerek yok gerçekten iyiyim ve hem kızlarım bana iyi bakıyorlar burada''
        '' Evet kızlarım dedim Zülal ve Pınar
        '' Evet Zülalin onun kadar güzel arkadaşı Pınar''
        '' Ulen evlat sus ölmeden cennete düşmüş gibiyim burada zaten''
         '' Yetmişiki yaşında kaç adam tanıyorsun aynı kanepede, iki yanında son derece güzel fıstık gibi iki hatunla oturan''
         Gülüştüler büyükbaba kapatmayı istemiyordu ama telefonda kapanması gerekiyordu tıpkı evdekierin nasıl gitmesi gerekiyorduysa aynı onun gibi. Artık onlara da mecburen iyi geceler dileyip telefonu kapatma zamanıydı ve iyi geceler dileyip telefonu kapattı
         Şimdi iki genç kız büyükbabaya bakıyor ve bir açıklama beklediklerini herhallerinden belli ediyorlardı. Ortada bir gizem var ve her ikiside o gizemi merak ediyorlardı..
          ''Sanırım bir şeyler anlatma zamanı geldi ha ne dersin Büyükbaba'' dedi Zülal
          Büyükbaba yutkundu kaçacak yer aradı son çare onların erkek arkadaşlarına sözü getirmekte buldu
          '' Ne o ben size bu akşam erkek arkadaşlarınızı soruyormuyum,Yoruldum bak hastaneden geliyorum dinlenmem lazım sonra hepsini konuşuruz söz her şeyi anlatacağım ama sonra Pınar kızımda gelir o gün hepsini anlatırım''
            ''Sözmü büyükbaba''
             '' Söz kızım söz''



Yarın : Bazı aşklar aşka yaradır....
       
                   
           

               

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder