27 Aralık 2015 Pazar

ADI AŞK BÖLÜM 2 PART 5



               Bütün gece uyku tutmamıştı Pınarı.Yatağında bir o yana bir bu yana dönüp durmuş olan bitene bir anlam yükleyerek, kafasındaki sorulara bir yanıt bulmaya çalışıyordu.Beyninin bir yanında Öneri ve onun neye bulaşıp bulaşmadığını. Diğer yanında ise Anne ve babasının yapmakta olduğu yolculuğu düşünüyordu.Önce ailesinin kazasız belasız gelmelerini diliyordu.Sonrasında da Burada Zülalin ve büyükbabanın yanında kalmasına izin vermelerini umuyordu.
               Zülal Pınarın uyuyamadığını anlamış.Yatağından kalkıp Pınarın başucuna gelmişti.
               ''Canım uyuyamadığının farkındayım''
               ''Özür dilerim Zülal seni de istemeden rahatsız ettim''
               ''Hayır Pınar bende uyuyamadım. Bugün normal bir gün olmadı.Az yana kay''
               Pınar küçük yatağında yan dönerek az yana kaydı.Zülal de Pınarın yanına sığıştı.
              '' Canım her şey çok güzel olacak.Ben buna inanıyorum.Annen ve baban sağ salim İzmir'e gelecekler ve burada kalmana izin verecekler.Öner de o sorunu neyse halledecek ve senin yanına gelip, her şeyi anlatacak. Sende korkulacak bir şey olmadığını anlayacaksın''
              ''İnşallah Zülal''
              ''Annenler şu anda nerededirler acaba''
              ''Saat kaç''
              ''03.25''
              '' Saat tam kaçta çıktıklarını bilmiyorum canım ama Balıkesire yaklaşmışlardır diye tahmin ediyorum.Arasam mı acaba Zülal''
             ''Bilmem telaşlandırmayalım''
             ''Galiba haklısın.Ama aklımda onlarda.''
             '' Tamam hadi ara o zaman.Nerede olduklarını merak ettik dersin''
             Pınar telefonuna sarıldı.Babasının numarasını çevirdi.Babası anlamış gibi Telefonunu açıp
            '' Kızım Balıkesir'e yaklaşmak üzereyiz.Annen arabada uyuyor.Dört saat kadar sonra yanınızdayız inşallah''
            '' Tamam babacığım merak ettikte''
            '' Geliyoruz kızım geliyoruz''
            '' Peki babacım dikkatli olun ama tamam mı''
            ''Tamam prensesim tamam. Araba kullanıyorum kızım kapatmam lazım telefonu.Sabaha görüşürüz''
            '' Görüşürüz babacığım, byyy''
            ''Byyy kızım''
            Pınar telefonu kapattı.
            ''Doğru tahmin etmişim. Balıkesir'e gelmek üzerelermiş.''
            Zülal ''Hadi bizde biraz uyuyalım'' diyerek yataktan kalkıp kendi yatağına gitmeye çalıştı.Pınar Zülal'in elinden tutup.
            '' Gitme.Beraber yatalım bu gece''
            '' Tamam fıstığım tamam''
            İki arkadaş birbirlerine sarılıp uyumaya çalıştılar.
            Uyuyup uyumadıklarını anlamamışlardı ki
            '' Zülalllll ''diye bağıran büyükbabanın sesi ile ikisi de gözlerini açmış,Zülal büyükbabanın yanına Pınar ise bir an önce mutfağa gidebilmek için yataktan fırlamaya çalışmışlar. Ama aynı yatakta uyuduklarını unuttuklarından, Kendilerini  birdenbire yerde bulmuşlardı .İkisi aynı anda kalkmak isterken birbirlerine takılmış ve yataktan aşağıya düşmüşlerdi.Odayı şen kahkahaları kapladı. Birbirlerinin elini tutarak ayağa kalktılar ama hala Kahkahalarla gülüyorlardı.
           Sırayla lavaboyu kullandıktan sonra.Zülal büyükbabanın yanına.Pınarda mutfağa gidip çayı koymuş ve ardından Büyükbabayı dinlemek için salona geçmişti.Az sonra büyükbaba kemanıyla  konuşmaya başlamış ve ortam gene büyülü bir havaya bürünmüştü. Büyükbabanın konseri bitmiş.Ayna gene titizlikle örtülmüş ve yeni bir güne hoş geldin denilmişti.
           Büyük baba Hemen kendi odasının boşaltılmasını ve Pınarın anne ve babası için hazırlanmasını istedi.Kızlar derhal işbaşı yaptılar. Büyükbabanın gardırobundan bazı eşyalar Salona getirildi. Yatağın çarşafı değiştirildi.Odanın tozu alındı ve havalanması için camı açıldı.İki arkadaş o kadar uyumlu ve hızlı çalışmışlardı ki işleri kısa zaman da bitmişti,Büyükbaba salonda oturuyor kızları seyrediyordu.Televizyonu açıp haberleri dinlemeye başladı NTV haber kanalından.Kızlar hızla kendi odalarını da topladılar.Mutfağa geçiyorlardı ki Pınarın telefonu çaldı.
           ''Babamlarrrr'' dedi telefona bakmadan Pınar
           '' Geldiler '' diye de ekledi Zülal.
           Pınar telefonu cebinden aldı.Yanılmamıştı arayan babası idi . Konuşmak için telefonu açtı.
          '' Alo babacığım geldiniz mi''
          '' Kızım geldik Nokta durağında caddedeyiz ''
          '' Neresinde baba söyleyin sizi alalım ''
          '' Bebeğim Mc Donaldsın yanındayız karşımızda da Migros var''
          '' Tamam baba geliyorum ayrılmayın oradan''
          Pınar telefon konuşmasını dinleyen büyükbabaya dönüp
          '' Geldiler büyükbaba geldiler'' dedi heyecanla ve ekledi
          '' Caddedelermiş büyükbaba ben gidip alıp geleyim'' dedi
         Zülal
          '' Bende geliyorum beraber gidelim''
          Büyükbaba
          '' Hadi çabucak gidip gelin''
          Zülal le Pınar odalarına geçip üstlerini değiştirdiler.Sonra Pınarın ailesini almak için evden çıkıp gittiler.
          On onbeş dakika sonra kapı açılmış. Misafirler çantaları ile içeri girmişlerdi. Büyükbaba onları kapının önünde ayakta karşılamıştı. Elini uzatarak
          '' Hoş geldiniz Nurettin bey oğlum'' dedi
          '' Hoş bulduk Cevher bey amca''
          Büyükbaba sonra elini Pınarın annesine uzatıp
          '' Sende hoş geldin Melis kızım''
          Melis Büyükbabanın uzattığı eli sıkarken.İçinde tanımsız bir huzur oluşmuştu.Gözleri bir an büyükbabanın gözleriyle buluşmuştu. Büyükbabada aynı huzuru duymuştu Melis hanımın elini sıkarken. Melis hanım.
         '' Hoş buldum Cevher amca''
         '' Hadi durmayın kapının önünde geçin içeriye . Yoldan geldiniz yorgunsunuzdur''
         Nurettin bey ve Melis hanım içeri geçince Büyükbaba
         ''Pınar hadi kızım annenlere kalacakları odayı göster. Önce eşyalarını  yerleştirsinler. Sonra da isterseniz bir duş alırsınız.''
         Sonra torunu Zülale dönüp.
         ''Zülal kızım sende banyoyu hazırla misafirlerimize.Yol yorgunluğunun en güzel ilacıdır güzel bir duş''
         Pınar anne ve babasının yerleşmesi için onları büyükbabanın odasına götürdü.Nurettin bey bu odanın büyükbabanın odası olduğunu anladığı  için itiraz etmeyi düşündüyse de  hemen vazgeçti.Yaşlı adamı kararından döndüremeyeceğini çoktan anlamıştı. Çaresiz odaya yerleşmeye başladılar.
         Melis Hanım
         '' Aşkım nasıl buldun büyükbabayı''
         '' İyi birine benziyor sence''
         '' Aşkım inanmayacaksın ama sanki evime gelmiş gibiyim''
         '' Yok artık''
         '' Yeminle aşkım. Burada ve büyükbaba da beni etkileyen bir şey var.Anlatamıyorum sana ve inan canım nedenini bilemiyorum ''
         Nurettin bey güldü.
         '' Hatunnn kızınla bana kızının burada kalmasına hemen onay vereyim diye kumpas kurmadınız değil mi? ''
         '' Yapma aşkım yaaaa '
         ''Hadi çıkalım. Sen duş alacakmısın''
         '' Zülal banyoyu hazırladı almasak ayıp olur bey''
         '' İyi o zaman önce sen al bende büyükbabanın yanına geçeyim''
         '' Bey geçerken paketleri unutma burada''
         '' İyi hatırlattın aşkım ya.Unutuyordum valla''
         Pınar kapının dışında anne ve babasını bekliyordu. Annesinin elinde havlu ve şampuanıyla çıktığını görünce annesinin duşa gireceğini anladı.Duş alacağı yeri annesine göstererek.
         '' Duş orası anne ''
         ''Tamam kızım''
         Pınar babasının elindeki paketleri görmüştü.
         '' Baba o paketler bize mi''
         '' Evet kızım''
         Elindeki paketlerden birini kızına uzatarak
         '' Bu senin ki''
         ''Teşekkür ederim babacığım'' dedi sevinçle.
         '' İçeride hep beraber açarız''
         '' Nasıl isterseniz kızım ''
        Kızıyla kol kola salona geçtiler. Onların salona girdiklerini gören büyükbaba ve Zülal koltuklarından kalktılar.Büyükbaba
         '' Tekrar hoş geldiniz. Buyurun nerede isterseniz orada oturun lütfen ''
         '' Hoş bulduk efendim'' dedi elindeki paketlerden birini büyükbabaya uzattı.
         '' Kabul buyurursanız beni de, eşimi de çok mutlu edersiniz Cevher amcacığım''
         Büyükbaba kendisine uzatılan paketi alırken
         '' Ne gerek vardı Nurettin bey oğlum zahmete girmişsiniz.En güzel hediye evimi şereflendiren sizlersiniz. Çok teşekkür ederim''
         Nurettin bey Zülale dönüp
         '' Buda senin güzel kızım''
         Zülal kendisine uzatılan paketi alırken
         '' Çok teşekkür ederim Nurettin amca''
         Kızlar sevinçle birbirlerine baktılar. Pınar ve Zülal büyük üçlü koltuğa. Büyükbaba ve Nurettin beyde birbirlerine yakın olan tekli koltuklara oturdular. İkili koltuk doğal olarak anneye kalmıştı. Zülal paketleri toplamış anne gelince açmak üzere masanın üstüne bırakmıştı.                                                 Büyükbaba
          '' Umarım yolculuğunuz güzel ve rahat geçmiştir Nurettin oğlum''
          '' Sağol Cevher amca evet güzel ve rahat geçti şükür.''
          '' Önce beni kırmayıp burada kalmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Büyük teşekkürü sonra vereceğim ama''
          Nurettin bey büyükbabanın ne dediğini anlamış. Hafifçe bir gülümsemeyle karşılık vermişti.
          Büyükbaba
          ''Soframız hazır Nurettin bey oğlum,Sende duşunu al. Sonra kahvaltımızı yaparız olur mu ''
          '' Elbette Cevher amca''
          Az sonra Pınarın annesi Melis hanım duşunu almış.Üstünü değiştirmiş yanlarına gelmişti.
          Hoş geldin beş gittin faslından sonra Melis hanım eşine dönüp gülümseyerek.
          '' Hadi bey sende duşunu al da şu duş merasimi bitsin''
          Nurettin bey Ne yapıyorsun sen hanım bakışını eşine yaparak. Biraz utangaç biraz mahcup izin istedi.
          '' Hemen geliyorum efendim. izniniz olursa''
          '' Sözü bile olmaz Nurettin bey oğlum.İzin senin''
          Nurettin bey banyoya duşa girmek için kendilerine hazırlanan odaya geçerken.Odadakiler kendi aralarında muhabbete başlamışlardı bile.
          Nurettin bey duşunu alıp.Üstünü değiştirmiş salona gelmişti ki.Eşinin pırıl pırıl olmuş gözlerine bakarak. Onun burada ne kadar mutlu olduğunu hemen anlamış bir o kadar da şaşırmıştı. Eşi genelde ilk gittikleri yerde önce soğuk durur sonra ortama alışınca yavaş yavaş açılır.O açılma gerçekleştiğinde de herkesi kendine hayran bıraktırır ve orayı tamamı ile hakimiyetine alırdı. Burada ise tam tersiydi. Sanki büyükbabanın sihrine kapılmış gibiydi. Büyükbaba Nurettin beyin geldiğini görünce
           '' Gel gel evlat''
           Nurettin bey büyükbabanın samimiyetinden etkilenmişti.Konuşma ilerledikçe.Nurettin beyde Büyükbabanın etkisi altına girmiş. Ortamı neşeli, hoş bir sohbet kaplamıştı. Kahvaltıyı falan unutmuşlardı hepsi. Kendini toparlayan büyükbaba oldu.
            '' Tüh ya bendeki akıla bak.Siz yoldan geldiniz. Size kahvaltı yaptırıp, Karnınızı doyurup sizleri dinlendireceğime burada lafa tutuyorum.Hadi kızlar sofrayı tekrar hazırlayın bakalım siz.Hem mutfak bize  yetmez buraya taşıyın''
            '' Tamam büyükbaba'' dedi Zülal Başıyla Pınara işaret etti.Pınar zaten çoktan kalmıştı beraber mutfağa yönelirken Melis Hanım.
            '' Ben de yardım edeyim bari kızlara '' dedi
            Büyükbaba
            '' Sen otur kızım.Küçük kızlarım halleder hepsini'' deyip Melis Hanımı durdurdu.
            Pınar ile Zülal salondaki masayı bir güzel hazırlayıp.Çoktandır hazır olan  çaycı makinesinin de içinde azalan suyu tamamlayıp masaya getirmişlerdi. Hep beraber masaya oturup bir güzel kahvaltılarını yaptılar. Yüzlerinde ki mutluluk her hallerinden belliydi.Kahvaltı yapılmış kızlar masayı toplayıp mutfağa geçmişlerdi. Bulaşıklar bulaşık makinesine yerleştirilmiş Kahvaltılıklar buzdolabına geri konmuştu.Zülal Pınara baktı.
           '' Tamam bu iş, bence sen, bundan sonra, kesinlikle bizdesin''
           Pınar
           '' Bence de kardeşim bence de''
           Mutluluktan ikisi de uykusuzluklarını unutmuşlardı. Birbirlerine sevinçle sarıldılar.Sonra içeri geçtiler. İçeridekiler o kadar derin ve güzel sohbete dalmışlardı ki onların gelip üçlü koltuğa oturduklarını fark etmemişlerdi bile.Kızların ikisi de bu durumdan aşırı memnun olduklarından. Ses çıkarmayıp birbirlerine bakıp,gözlerini kırptılar.
          İki saate yakın konuşmuşlardı. Bıraksalar sabaha kadar da sürerdi herhalde.Ama Pınarın ailesi hem yoldan yeni gelmiş hemde büyükbabanın dışarıda buluşması gereken bir arkadaşı vardı.
          Kambur...
          Büyükbaba saate baktı. Buluşma vakti iyice yaklaşmıştı. Ancak giderdi kamburun yanına. Nurettin bey ve Melis hanıma
          '' Evlatlarım siz yoldan geldiniz,Yorgunsunuzdur. İsterseniz dinlenin biraz.Benim de dışarıda az bir işim var onu halledeyim''
          Gözlerini masadan alınıp sehpanın üzerine konan paketlere çevirip.
          ''Sonra gelip hep beraber paketlerimizi açarız''
          Nurettin bey Büyükbabanın konuşmasının ardından yorgunluğunu hissetmeye başlamıştı. Sohbet o kadar güzeldi ki. Nurettin beyde Melis hanımda yorgunluklarını unutmuşlardı. Ama büyükbaba haklıydı.
          '' Haklısın Cevher amca siz söyleyince yorgunluk aklımıza geldi.Galiba biraz dinlensek iyi olur. Sonra dediğinizi yaparız siz gelince''
          Büyükbaba Zülale dönüp
          '' Bugün Cumartesi bilgisayarları çıkar yerinden.Yoksa sessiz durmazsınız siz.''
          Zülal dolaptan iki adet laptop bilgisayarı  çıkardı.Birini kendine,diğerini de Pınara verdi Nurettin beyle Melis hanım da izin isteyip dinlenmek için odalarına çekilirken. Büyükbaba Kambur ile olan buluşması için evden ayrıldı...
         
       
       

   
             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder