24 Aralık 2015 Perşembe

ADI AŞK BÖLÜM 2 PART 3


İnsanların ailesi genelde sandıklarından daha büyüktür
                                        Bu büyüklüğü yaşanan ve yaşanacak olan olaylar belirler...
                                                                                                       
                                                                                                                       Yüksel ŞEKER

                    Zülal büyükbabaya okulda olup bitenleri. Önerin verdiği tepkiyi olabildiğince detaylarıyla beraber anlatmış. Büyükbaba torununu hiç ses çıkarmadan dinlemişti. Zülal konuşmasını bitirince. Pınara dönüp.
                     '' Sevgili yavrucuğum. Belli ki arkadaşın yanlış bir şeylere bulaşmış. Ama neye bulaştığını bilemezsek nasıl yardımcı olabileceğimizi de bilemeyiz. Lakin adamların sana gelip o şekilde davranmaları pek hayra alamet bir durum olmadığını gösteriyor. Sanırsam  adamların bahsettiği o küçük sorunu halletse bile,asıl halletmesi gereken meseleyi halletmesi çok zor olacak gibi me geliyor.örneğin diyelim kumar sorunu var ve borç yaptı ve iki günü  kaldı. Borcunu ödeyecek parayı bulur ve öder küçük mesele ortadan kalkar ama asıl büyük mesele ortada duruyordur.Kumar oynama hastalığı.Asıl halledilmesi gereken odur yavrucuğum'' Pınar da Zülal de büyükbabayı can kulağı ile dinliyorlardı.
                    Pınar göz yaşlarını bir peçete kullanarak sildikten sonra. Büyükbabaya
                    '' Haklısın büyük babacığım. Bende Öner'e Eğer benle bir gelecek düşünüyorsa önce küçük meseleyi halletmesini sonra büyük meseleyi anlatması gerektiğini vurgulayan bir söz söyledim ve o dediklerimi yapana kadar da onunla görüşmeyeceğimi de belirttim. Eğer bir geleceğimiz olacaksa bu hem sırlar içinde olmamalı hemde evimize girdiğimizde huzurumuz olmalı. Eğer bu huzuru sağlamak için önceden bir savaşım vermemiz gerekiyorsa, o savaşı beraberce vermeliyiz.''
                    Zülal '' Biz her aşamasında yanındayız Pınarcığım. Bir savaş verilmesi gerekiyorsa bunu hep beraber vereceğiz.Asla yalnız olmayacaksın''
                    Pınar ''Biliyorum kardeşim biliyorum ve inan bu en büyük kazancım ve gücüm.Sizi çok seviyorum''
                    Büyük baba '' Kızlarım asla yalnız değilsiniz. Belki çok yaşlıyım ama hep yanınızda olacağım. Şimdilik Önerin atacağı adımları beklemekle beraber bizde kendi küçük önlemlerimizi alacağız her olasılığa karşın ''
                    Zülal '' Ne yapacağız büyükbaba ''
                    '' Sen önce şu telefonu'' masanın üstünde duran telefonunu  Zülale göstererek ''ver bana bakayım''  Zülal büyük babasına telefonu verdi. Büyük babanın ne yapacağını merak ediyorlardı ikisi de. Büyükbaba  telefonu eline aldı.Telefonun rehberinde bir isim aramaya başladı.
                    '' Ha ! Buldum'' dedi ve bulduğu ismi aramak için arama butonuna dokundu. Çok geçmeden telefonun karşıdan açıldığını anladı kızlar. İkisi de merak içinde olan biteni bir filim gibi izliyorlardı.
                     Büyük baba '' Kambur benim Cevher. Yarın seninle buluşmamız lazım. ''
                     Kızlar bütün dikkatleriyle büyükbabaya bakıyorlardı. Telefonda hoşbeş sohbetlerini dinliyorlardı, Büyük baba ile  kamburun. Kambur büyük olasılıkla lakabı idi  kimdi acaba bu kambur dediği büyük babanın. Konuşmaları randevu saati ve yeri hakkında konuştuktan sonra.Yarın görüşürüz temennileriyle son buldu.
                     Kızlar büyük babaya soran gözlerle bakıyorlardı. Ondan bir açıklama bekliyorlardı ki Büyük baba konuşmaya başladı.
                     '' Kambur benim çok eski bir dostumdur. Bakın dost diyorum. Yani benimle ölüme bile gözünü kırpmadan gelebilecek kadar hem sağlam hem sadık bir arkadaşımdır. Şimdi diyeceksiniz ki Büyükbaba zaten bir ayağınız çukurda yaşadığınız kadar da yaşadınız zaten. Bu saatten sonra elbette gelir senle ölüme'' Bunu gülerek söylemişti.
                     Kızlar hem bu küçük latifeye gülmüşler hemde
                     '' Aaa  yapma büyük babaaaaaa olur mu hiç öyle şey''
                     Büyük baba ''Şaka kızlarım şaka İnsanın dışı yaşlanıyor içi değil. Tamam halk dilinde yaş yetmiş iş bitmiş derler ya ehhhh yani pek yanlış olmasa da o söz hala yapabileceğimiz şeylerde var yani. Yarın kamburla bir görüşelim bakalım neler yapabileceğiz bu sorun hakkında. Yalnız siz de bu süreç içerisinde asla yalnız bir şeyler yapmayın ve asla yalnız dolaşmayın tamam mı kızlarım. Çünkü ne olduklarını bilmesem de  bu adamlar yalnız ortamlarda dolaşan insanları daha çok severler. anlaştık mı ? ''
                     ''Tabi ki anlaştık büyük baba'' dedi Zülalle Pınar.
                     '' Eh o zaman hadi sofraya. Mutfakta yemekler hazır bizi bekliyor''
                     Zülal '' Perihan abla geldiydi değil mi bugün''
                     '' Evet'' dedi büyük baba
                     ''Desene büyük baba bugün ziyafet var''
                     Pınar merakla
                     '' Perihan abla kim ''
                     ''Büyük babamın eski bir arkadaşının kızı.Sağolsun gelir büyük babamın hem ev temizliğini yapar hemde iki üç çeşit yemek hazırlayıp akşamları biz yiyelim diye dolaba koyar''
                     '' Anladım demek ki gerçekten ziyafet var bu akşam desene ''
                     Büyük baba alınmış gibi yapıp
                     '' Tamam tamam siz benim yaptıklarımı beğenmiyorsunuz demek ki hem bundan sonra yapmak yok hemde bu akşam bir şey anlatmak yok hadi bakalım ''
                    Kızların ikisi birden
                    '' Büyükbabaaaaaaaaaaaaa''
                    Mutfağa girene kadar gülüştüler.Bankonun önünde üç çeşit yemek duruyordu üçü de sıcak olduğundan dolaba konulmamıştı.
                    Zülal '' Bakalım Perihan abla bizlere neler hazırlamış'' deyip ilk tencerenin kapağını açtı
                    '' Ooooo kuru fasulye,'' öbürünü açtı
                    ''  Aman tanrım musakka'' üçüncüyü açmadan tahminde bulundu
                    '' Buda dolmadır mutlaka'' dedi ve açtı yanılmamıştı
                    Büyük baba '' Hadi bakalım kızlar karar sizin hangisini yemeğe başlıyacağız'' kuru fasulye de karar kıldılar. Dolapta pilavları da vardı üstelik. Zülal buzdolabından pilavı çıkarıp ocağın üstüne ısıtmak için koydu.Az biraz da su atmıştı içine ısınırken dibine yapışmasın diye.Sofrayı kurmuş pilavı ısıtmış afiyetle bir güzel karınlarını doyurmuşlardı.
                    Büyük baba '' Kızlar bu akşam kahveleri kim yapıyor bakalım''
                    Pınar '' Ben yaparım büyük baba,burada mı içeriz yoksa içeridemi''
                    ''Kızım ben içeride içmeyi tercih ederim ne de olsa yaşlıyım koltukta oturmak sandalyede oturmaktan daha rahat geliyor bana''
                   ''Tamam büyük baba siz geçin içeri o zaman ben kahveleri hazırlayıp geliyorum''
                   Zülal '' Bende yardım edeyim mi sana''dedi
                   Pınar '' Sağol canım hadi sende büyük baba ile içeri geç ben iki dakika sonra yanınızdayım''
                   Zülal ''Tamam tatlım'' deyip büyük babası ile salona geçip koltuklardan birinde oturdu. Az sonra pınar kahveleri hazırlamış yanlarına getirmişti. Önce büyük babaya verdi kahvesini sonra Zülale kendi de boştaki koltuğa oturup kahvesini içmeye başlamıştı.
                   Büyük baba '' Annen baban yarın mı geliyor kızım''
                   '' Evet büyük baba nasipse yarın geliyorlar''
                   '' Ara bir ara onları olur mu. Kaçta yola çıkıyorlar bir öğren. Biz de ona göre hazırlığımız yapalım. Kalacaklar değil mi burada ''
                   '' Evet büyükbaba  kalacaklar büyük olasılıkla. Babam şimdiden kalacakları oteli ayarlamıştır zaten ''
                   '' Olur mu hiç öyle şey burada kalırlar hep beraber bir şekilde sığışırız eve ''
                   '' Büyük babam çok tatlısın ama ne annem ne de babam burada kalmayı sizi rahatsız etmemek için istemezler.Gündüz gelirler ama akşam mutlaka bir otele giderler''
                   '' Olsun kızım sen gene de ara bir sor büyükbaba böyle istiyor de ''
                   '' Peki büyük baba ben kabul etmeyeceklerine inanıyorum ama gene de arayıp söyleyeyim'' dedi telefonunu cebinden çıkardı ve babasını aradı. Telefon bir iki çaldıktan sonra karşı taraftan kapatılmış sonra Pınarın telefonu çalmaya başlamıştı.Arayan babasıydı.
                   Pınar telefonunu açtı
                  '' Babammm nasılsın. Annem nasıl.Kaçta yola çıkıyorsunuz. Kaçta burada olursunuz''
                  Baba telefonun öbür ucundan...
                  '' Dur deli kızım dur hele bir nefes al ne bu acelen bohçasını hazırlayıp kaçmaya hazırlanan kız gibi hele bir yavaşla tane tane sor''
                  '' Babaaaaa nerden bulursun bu tasvirleri''
                  ''Annen iyi ilk soruna yanıtım.Hazırlık yapıyor yol için.Bende şükür iyiyim erkek olmanın avantajını yapıp koltuğumda oturup sigaramı tüttürüp televizyon seyrediyorum. İkincisine geleyim Allah nasip ederse 23.30 la 01.00 arasında bir saatte yola çıkarız. Yarın sabahta sekiz dokuz gibi otelimizde oluruz''
                  '' Bende onun için aradım zaten babacığım. Büyükbabam sizlerin de burada kalmasını istiyor''
                 '' Sağolsun güzel kızım sen Cevher amcaya teşekkürlerimizi ilet ama biz otelimizde kalalım.Böylece fazla rahatsız etmemiş oluruz tamam mı güzel kızım.''
                 Büyük baba Pınara  doğru elini uzatıp.
                 '' Kızım  ver telefonu bana babanla ben konuşayım''
                 Pınar başıyla olur işaretini yapıp babasına
                 '' Baba büyük baba seninle konuşmak istiyor''
                 Baba eli mahkum
                '' Peki ver bakalım''
                Pınar elindeki telefonu büyükbabaya uzatıp  
                '' Buyur büyükbabacığım''
                Büyük baba telefonu Pınardan alırken
               '' Nurettin di değil mi babanın ismi '' diye kısık sesle sordu
               '' Pınardan da kısık sesle ''Evet'' yanıtını alınca telefonu kulağına götürüp.
               '' Hayırlı akşamlar Nurettin oğlum ben Cevher amcan''
               '' Cevher amca  belki sizi hiç görmedik.Hiç görüşmemiz nasip olmadı bugüne kadar ama torunun Zülalle her geldiğimizde görüştük. Her görüşmemizde kulağınızı bolca çınlattık.gerek Zülal gerekse kızım Pınar özellikle sizde kaldığı günden itibaren sizi anlata anlata bitiremediler. Gıyabınızda sizi iyice tanıdık ve inanın çok sevdik.''
               '' Biraz abartmışlar size yaşlı adamın biriyim.Kızlarını seven yaşlı buruşuk suratlı asabi adamın tekiyim işte ''
               Gülüştüler
              '' Eminim hepimize taş çıkartırsın sen Cevher amca. Ne yaşlanması o buruşuklar tecrübe Cevher amca tecrübe''
              Kocasının telefondaki gülüşmelerini Melis hanımda duymuş,kocasının yanına gelmiş sessizce konuşmaları takip etmeye çalışıyordu. Kocasının Zülalin büyükbabasıyla konuştuğunu anlamıştı.
              '' Büyür Cevher amca sizi dinliyorum''
              Büyük baba
              '' Bak evlat,evlat dememi yanlış anlama samimiyetimden öyle diyorum kendi oğluma da evlat derim. Seni de öyle gördüğüm için söylüyorum''
             '' Biliyorum Cevher amca eşimde bende sizi babamız gibi görmeye başladık zaten daha görmeden''
             Büyük baba aradığı kozu bulmuştu hemen yanıtı yapıştırdı.
             '' Eh madem ki sizde öyle görüyorsunuz. Bilirsiniz bizim örf ve adetlerimizde Babalara hayır denilmez. O yüzden şimdi söyleyeceğim şeyde sizde ki hayır düşüncesini de kabul etmiyorum bilmiş ol''
             '' Ama Cevher amca''
             '' Aması maması yok Madem ki ben babayım sözümü dinleyeceksiniz o kadar. Yarın sabah direk buraya geliyorsunuz ve gidene kadar burada kalıyorsunuz.Yok öyle Otel motel madem geliyorsunuz yirmi dört saatiniz bize ait olmalı hep beraber olmalıyız.''
           '' Cevher amca sizin içinde zor olacak.En uygunu bizim otelde kalmamız söz geç saatlere kadar beraber oluruz.Sadece yatmamız gerektiği zaman otelimize döneriz'
            Büyükbaba
            '' İtiraz kabul etmiyorum ve yarın sizi burada bekliyorum.Şimdi telefonunu kızınıza veriyorum adresi size versin. Burada kalacağız büyük bir aile gibi.'' deyip karşıdan yanıt beklemeden Pınara telefonu uzatıp
            '' Babana buranın adresini ver güzel kızım'' dedi
            Pınar  Telefonu mahcup şekilde aldı.
            '' Alo Baba ''
            '' Efendim kızım''
            '' Adresi vereyim mi''
            '' Büyük baba Arnavut'tu değil mi kızım''
            Pınar gülerek
            '' Evet babacığım''
            ''Belli zaten belli tuttu Arnavut damarı. Ver kızım sen adresi. Başka çare bırakmadı bize.'' Nurettin bey olur mu öyle şey gibi bakan eşine kafasını aşağıya eğip ne yapalım orada kalacağız anlamında işaret yaptıktan sonra Kızının verdiği adresi bir güzel not etti.
            '' Tamam prensesim yarın sabah orada görüşürüz o zaman''
            Pınar '' Hepimiz hayırlı yolculuklar diliyoruz babacığım dikkatli gelin olurmu'
            '' Sağolun kızım herkese iyi akşamlar dileğimi ilet.Allah kaza bela vermezse yarın sabah yanınızdayız inşallah.''
            '' İnşallah babacığım.Sizi çok seviyorum.İyi akşamlar diyoruz buradan da size hep beraber ve yarın görüşmek umuduyla diyoruz'' deyip telefonu kapattı.
             '' Büyük baba sizin içinde zor olacak ama bu''
             Büyük baba parmağını dudağına götürüp
             '' Şşşşşş sus bu konuşma bitmiştir'' dedi kestirip attı
             Zülal de
            '' Dedem diye demiyorum ama o bir karar verdi mi ona Nuh dedirtir Peygamber dedirtemezsin''
            Bu söz üzerine  hep beraber gülüştüler.
            Zülal büyük babaya dönüp.
            '' Yoooo yok öyle kaçmaya çalışmak bizi başka şeylerle oyalamaya çalşmak''
            '' Anlamadım prensesim ne kaçmaya çalışması ne atlatmayaçalışması''
            '' Eh yani büyükbaba nede olsa senin torununum insan dedesini tanımaz mı.Anlatmamak için elinden gelen her oyalamayı yapıyorsun ama boşuna''
            Pınara baktı ve ekledi
            '' Eveeet biz dinlemeye hazırız.Değil mi Pınar''
            '' Kesinlikle hazırız ve anlatmanı bekliyoruz büyükbabacğım''
            Büyük baba
            '' Tühhhh ya bende unutursunuz sanmış sevinmiştim'' dedi gülerek. Sonra kanepeye yanına çağırdı ve kaldığı yerden anlatmaya başladı....
                               
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder