13 Mart 2016 Pazar

ADI AŞK BÖLÜM 5 PART 6

             Büyük baba nasıl gerçekleştireceğim nasıl anlatacağım diye düşünürken. Hiç beklemediği anda bu soruların tamamından kurtulmuştu. Artık çok mutlu ve huzurluydu. İki güzel torunu vardı yanında birde varlığından bile bi haber olduğu kızına kavuşmuştu. Harika bir akşamdı. Yüreği çırpınırcasına sevinç naraları atıyordu. Bu akşam kutlanmalıydı.
             '' Mehmet hemen evine gidip herkesi buraya toplayığp getiriyorsun''
             '' Hemen mi?''
             '' Evet hemen''
             '' Peki ne diyeceğim evdekilere daha dur bey yeni geldin derlerse''
             '' Onuda benmi düşüneceğim sen bul ne diyeceğini ben bugün tüm sevdiklerim yanımda olsun istiyorum ''
             '' Ama baba bu olanaksız'' diye araya girdi Anıl
             '' O nedenmiş evlat''
             '' Simay burada yok''
             '' O da olacak. Zülala laptopunu getir kızım. Halana bağlan.''
             '' Tamam dedeciğim de saat farkı ne olacak''
             '' Yedi saat geride değiller mi bizden saat 22.00 a doğru ararız orada da saat 15.00 gibi olur''
             '' Ya işte ise halam''
             '' Kızım bugün Pazar''
             '' Unutmuşum haklısın dedeciğim hemen getiriyorum laptopumu''
             '' Mehmet sen hala buradamısın hadi git gel artık. Fazla geç kalma''
             '' Tamam lan yaşlı bunak çıktım ben bir saat sonra falan burada oluruz''
             '' Bekliyoruz''
             '' Fatma Hanım..''   diye içeriye seslendi büyük baba
             '' Buyurun Cevher bey''
             '' Sizden de bir ricam olacak''
             '' Buyurun başım gözüm üstüme''
             '' Estağfurullah. Sizden ricam üst katta kim varsa lütfen aşağıya kutlamamıza gelsin''
             '' Hemen çağırıyorum hepsini''
             '' Çocuklar müzik aletlerini de alsınlar yanlarına''
             '' Tamam Cevher bey söylerim''
             '' Nurettin bey oğlum''
             '' Efendim baba''
             '' Hay dilini sevdiğim damadım. Senden de ricam Anılla gidip bulabildiğiniz en büyük pasayı alıp gelmeniz''
             '' Derhal baba. Hadi Anıl iş bizi bekliyor''
             '' Tamam Enişte hadi gidelim''
Büyük baba Zülal'in kulağına eğilip
             '' Zülal kızım sende içeriden hem Murat'ı ara gelsin hemde benim kemanımı getir yanıma''
             '' Dede babamlar burada''
             '' Bu çocukla ciddimisiniz siz''
             '' Evet dede''
             '' Öyle ise ailenle tanıştırmak için bundan daha güzel bir fırsat mı bulacaksın''
             '' Haklısın dedem haklısın. Hemen içeriden arıyorum''
             Melis'' Eee baba bize bir iş yok mu?''
             '' Var elbette güzel kızım önce bana sıskı sıkı sarılmanız sonra da Dünya güzeli gelinim ile birlikte mutfakta bulduğunuz  her tabak çatalı masaya taşımanız''
            Sıla '' Tamam babacığım''
            Melis ve Pınar büyükbabanın koynuna sımsıkı sarıldılar.
            '' Pınar güzel torunum hadi sende kemanını hazırla. Bu akşam bana eşlik edeceksin''
            '' Tamam dedem''
            '' Melis kızım şu aynanın üstündeki örtüyü de kaldır. Annen de bizi oradan izleyebilsin''
            '' Hemen babacığım''
            'Bir saat içinde önce yukarıdakiler olduğu gibi aşağıya inmiş. Masanın üstünde laptop hazırlanmış. Sonra komiser Mehmet ailesi ile eve gelmişve hemen ardında Murat çıkıp gelmişti en sonda Anıl ile Nurettin kocaman iki katlı bir pasta ile onlara katılmışlardı. Büyük baba
             ''Mehmet iki eksiğimiz var''
             '' Kimmiş onlar''
             '' Tayfun ve İsmail''
             '' Onları da mı çağırayım''
             '' Elbette''
             Kambur ailenin diğer fertlerini gözleri ile işaret ederek
             '' Eminmisin''
             '' Kesinlikle Mehmet hadi çağır onları''
             '' Tamam tamam çağırıyorum''
             Kamur telefonunu cebinden çıkarıp Tayfun ve İsmail'i aradı Çok geçmeden herkes toplanmıştı. saat 22.00 ye varırken İnternet üzerinden ABD de yaşayan büyük babanın küçük kızı Simay ve ailesine de bağlanıldı. Konuşmayı büyük baba yapacaktı.
            '' Dünya tatlım prensesim nasılsın. Seni çok özledim''
            Simay '' Bende babam bende sizleri çok özledim. Nasipse bu yaz üç aylığına geleceğim Türkiye'ye''
             '' Harika bir haber bu kızım. Yalnız benimde sana güzel bir haberim var''
             '' Öylemi baba. Bak merak ettim şimdi''
             '' Açıklarım birazdan da önce şu yakışıklı damadımı bir göreyim sonra küçük torunumu da görüp biraz hasret gidereyim de''
             '' Buradalar baba Cem oğlanı almaya gitti birazdan getirir. Onlarda seni gördüğüne çok sevinecekler''
             '' Yalnız beni değil herkesi görecekler. Bir siz eksiksiniz burada''
             '' Öylemi.... Bak buna şimdi üzüldüm. Keşke bizde orada olabilseydik''
             '' İşte bende onun için arattım sizi. Sizde buradaymışsınız gibi katılın diye''
             '' Hayırdır baba bir şey mi kutluyoruz ?''
             '' Evet Prensesim. Bir kutlama yapıyoruz''
             '' Neyi kutluyoruz baba''
             '' Seninkiler gelsin hele bir de''
             Cem '' Geldik baba geldik''
             '' Gelin kamera karşısına bir bakayım önce size''
             '' Elbette baba. Bak Cemay  deden seni görmek istemiş''
             '' Aman Allah'ım şu torunumun yakışıklılığına bak''
             '' Merhaba büyük baba seni çok özledim''
             '' Bende yakışıklı torunum bende''
             Simay '' Hadi baba neyi kutlayacağımızı söyler misin artık. Meraktan öldüm burada''
             '' Peki kızım söyleyeyim. Sizi tanıştırmak istediğim birileri var yanımda''
             '' Öyle mi kim onlar baba?''
             '' Önce tanıştırayım''
             Büyük baba Melis Pınar ve Nurettin'i yanlarına çağırdı. Tabi Aılı ve Sıla'yı da Az sonra hepsi laptopun başındaydılar.
            Büyük baba '' Kızım şimdi size tanıştıracağım kişiler için açıklamayı abin sana yapar. Ben çok şaşıracağına inanıyorum. Ama öğrenmek seninde en doğal hakkın''
             '' Neyi öğrenmek en doğal hakkım baba''
             '' O zaman oturduğun yerde sağlam dur Damat sende kızımın yanında ve arkasında dur bakayım''
             '' Babaaaa hadi meraktan öldürtecen mi bizi. Söyle  lütfen. Neyi öğrenmem gerektiğini''
            '' Peki kızım seni ilk önce.... '' Bir an durudu sonra devam etti
            '' Seni ilk önce ablanla tanıştırayım''
            Karşıdan bir çığlık koptu.
            '' Ne abam mı ?''
            '' Evet kızım ablan''
            '' Ne ablası bu baba. Kafayı mı yedin sen''
            Anıl '' Simay bu nasıl konuşmadır babamızla''
           '' Abi baksana ne diyor ya şaka yapıyorsunuz bana değil mi?''
           '' Hayır kardeşim babam doğru söylüyor''
           '' Ne yani benim bilmediğim bir ablam mı varmış?''
           '' Evet kardeşim Bir ablamız var bizlerde yeni öğrendik bunu''
           '' Anlamıyorum ya. Nereden çıktı bu abla ''
           '' Kardeşim sen önce bir tanış onlarla''
           '' Onlarla mı ? Daha başkaları da mı var''
           '' Yok yok başka kardeş yok sadece yeğenin ve enişten var sadece''
           '' Yeğenim ve eniştem diyorsun yani. Ya ne olur bırakın benimle kafa bulmayı. Oradan uzağım diye bu kadar şaka yeter de artar bile. Bak Cemay bile şaşkına döndü. Kötü örnek oluyorsunuz çocuğuma''
            '' Ya kızdırma beni şaka falan yaptığımız yok. Enişte Allah'ını seversen sen yardımcı ol bari bize''
            '' İyi de ben ne yapayım Anıl burada şok içindeyiz''
            '' Karına söyle bu bir şaka değil dinlesin önce sonra ben her şeyi anlatacağım size''
            '' Peki abi sizi dinliyoruz''
            Melis '' Merhaba Simay ben Melis ben senin en büyük kardeşinim. Yani anlayacağın ablanım''
            Pınar '' Merhaba Teyze ben Pınar bende senin yeğenininim''
            Nurettin '' Merhaba Simay bende Nurettin anlayacağın bende senin eniştenim''
            Simay '' İnanamıyorum ya gerçekten sizler''
            Melis '' Evet kardeşim gerçekten biz senin ailenin bir parçasıyız''
            '' Madem öyle neden bunca zaman bizden uzak kaldınız''
            '' Bilmiyorduk ki kardeşim bizde yeni öğrendik daha üç gün olmadı her şeyi öğreneli''
            '' Baba olamaz ya sen annemi aldatıyormuydun yoksa''
            '' Yok kardeşim babamız anneni hiç aldatmadı buna emin olabilirsin''
            '' Peki siz siz kimin kızısınız''
            '' Ben babanın annennden önce olan ilk aşkından olmayım. Annemim ismi Pınar. Kızımın ismi gibi. Biliyorum bu sana çok saçma ve mantıksız geliyor ama abin sana her şeyi anlatınca sende bizi daha iyi anlayacaksın. Ben şimdi ailemin diğer fertleri ile tanışmak istiyorum. Bir abla olarak''
            '' Ne olur kusuruma bakmayın ama benim yerimde olsanız sizde aynı tepkiyi verirdiniz''
            '' Kesinlikle kardeşim kesinlikle''
            '' Yani siz benim gerçekten ablam mı oluyorsunuz''
            '' Evet kardeşim gerçekten öyle ben ablanım kızım Pınar senin yeğenin eşim Nurettin de doğal olarak enişten oluyor''
            '' Ablam ha Vay canına İnanırmısın dünyada en çok istediğim şeydi bir ablamın olması. Şimdi gerçek oldu yani öylemi''
            '' Aynen öyle kardeşim bende hep bir kız kardeşim olsaydı derdim şimdi hem bir kız kardeşim hemde ir erkek kardeşim var''
            '' Vay canına Harika bir şey bu abimi dinlemek için sabırsızlanıyorum şu anda''
            Anıl '' Merak etme kardeşim birazdan her şeyi öğreneceksin''
            '' Sabırsızlıkla bekliyoruz abi. Bu  arada bende ablama ailemi tanıştırayım''
            Melis '' Bizde tanışmak için sabırsızlanıyoruz''
           '' Hemen  o zaman eşim Cem ve oğlum Cemay''
           '' Cemay sizin isimlerinizden türedi herhalde harika bir isim olmuş''
           Cemay '' Teşekkür ederim de şimdi ben size ne diyeceğim''
           '' Bana Teyze diyeceksin yakışıklı yeğenim. kızım da senin ablan oluyor ve birde enişten var artık ''
           '' İlginç ama çok güzel oldu bu şimdi benim iki ablam mı oldu''
           Zülal '' Evet ablacım artık iki ablan var ve seni çok özledik''
           '' Bende sizi özledim ablacığım. Bu yaz gelecekmişiz nasipse''
           '' İnşallah kardeşim''
           Pınar '' Seni çok seveceğim gibime geldi yakışıklı kardeşim benim''
           '' Benimde seni Pınar abla. Sen Zülal ablamı daha önceden tanıyor muydun''
           '' Evet önceden hep kardeş gibiydik meğerse gerçekten de kardeşmişiz''
           '' Oley be şimdi iki ablam bir abim mi oldu yani''
           Pınar''Aynen öyle oldu kardeşim''
           ''Oğulcan abim de oradamı?''
           Oğulcan '' Elbette buradayım. Kambersiz düğün olur mu?''
           Simay '' Olmaz tabi olmaz''
           Melis '' Simay umarım bu yaz hep beraber oluruz''
           '' Umarım abla çok isterim''
           ''Şimdi gecenin sahibine bırakayım her şeyi babamıza''
           Büyük baba '' Evet herkes burada olduğuna göre ben küçük bir konuşma yapmak istiyorum. Hayatıma toplam iki kadın girdi ve ikiside bana dünyanın en güzel şeylerini bırakarak bu dünya üzerinden göçtüler. Bu güzel şeyler siz çocuklarım ve torunlarımsınız. Ve birde tüm bu güzellikleri benimle paylaşan güzel dostlarım var birde dünya tatlısı üst komşum olan çocuklarım var. Ve bugün hayatımın en güzel anlarından biri. sevdiğim herkes burada ve ben hepinizi çok seviyorum''
         '' Bizlerde seni çok seviyoruz babacım'' dedi Anıl diğerleri de Anıla iştirak ettiler.
         '' Biliyorum ve bugün bir istisna yapmak istiyorum. Hayatıma giren ilk kadının ve hayatımdaki tek aşkımın bana o son gece bıraktığı kemanı ile size ve ona çalmak istiyorum önce yalnız sonra torunlarımla beraber he final de hep beraber çalıp söyleyip eğlenelim bu güzel bulışmayı kutlayalım diyorum.. Zülallllll ''
           '' Efendim dede''
           '' Kemanım''
           '' Buyur büyük baba''
           Büyük baba kemanı eline aldı aynanın karşısına geçti.''Sana ve buradaki herkese aşkım '' diyerek önce kemanının akordunu ayarladı ve ardından çalmaya başladı.
               Büyük baba çoşkuyla çalıyor çalıyordu. Herkes hayran hayran onu seyrediyordu.Dinleyenler kendinden geçmişti. Büyük baba çalmasını bitirdiğinde çılgınca bir alkış koptu. Büyük baba kemanını çalarken Anıl da kardeşine usulca olan biteni anlatmıştı. Büyük baba
              '' Hadi bakalım küçük prenseslerim şimdi sizlerle birlikte çalalım.
              '' Elbette büyük baba'' demişlerdi iki torun da. Biri gitarını diğeri kemanını almış ve hep birlikte çalmaya başlamışlardı. Mini konser bittiğinde eskisinden büyük bir alkış kopmuştu. Büyük baba
              '' Hadi bakalım gençler şimdi hep beraber''
              '' Üst kattaki komşularında katılımıyla yeni konser başlamıştı. Ortalığı kasıp kavuran bir müzik salonu doldurmuş herkesi çoşturmuştu. Hopluyor,zıplıyor çalınan parçalara sesleri ile eşlik ediyorlardı. Büyük babanın evinde tam bir konser ortamı yaşanıyor yoldan geçenler içeriden gelen müzik seslini duyuyor biraz dinliyor sonra yollarına devam etmek zorunda kalıyorlardı çünkü dışarıda ei korumakla ogörevli polisler kimsenin fazla durmasına izin vermiyorlardı. İyice gece çökmüştü konser bittiğinde Aslı ve Melis pastayı hazırlamıştı. Üzerinde bir büyük kırmızı renkli pasta mumu karşısında da on tane değişik renklerde küçük mumlar yerleştirmişlerdi. Sadece büyük mum yanıyordu.Bembeyaz pastanın üzerinde. Masaya özenle yerleştirdiler. Büyük babayı çağırdılar
             '' Baba önce şu mumları yakarmısın''
             Büyük baba pastaya baktı üstündeki mumları görünce anladı. Çocukları ona biz senin varlığının ışığında var olduk demek istiyorlardı. Gözleri doldu büyük babanın. Pastanın yanına gitti yanan pastadaki mumdan ateş alarak diğer küçük mumları yaktı ve
            '' Evet belki her biriniz benim ışığımdan yaralanarak büyüdünüz ama unutmayın ışık birlikte daha çok aydınlık verir sizlerde benim kararmış dünyamın en güzel ışıklarısınız. İyi ki varsınız. Sizleri çok seviyorum. Şimdi hepiniz birden söndürmeye gelin bakalım''
            Bütün herkes pastanın başında toplandı ve mumlar söndürüldü.
            Büyük baba '' Simay'ım prensesim bu yaz geldiğinizde bu pastanın aynısından sizlerle de yiyeceğiz''
            '' Babam biz bugün  zaten pastanın en güzeliyle tanıştık ablamla bu yeter de artar bile''
            Melis '' Simay kardeşim çok teşekkür ediyorum. Ve inan şu an dünyanın en mesut en bahtiyar insanı benim''
            '' Biliyorum ablam benim ama sende şuna inan bizde en az senin kadar mutluyuz''
            Kambur '' Çok geç oldu artık bize müsade malum yarın pazartesi herkesin işi gücü okulu var. sahi hepiniz bu eve sığacak mısınız. isterseniz bir kısmınız bize gelsin''
           Anıl '' Sağ ol Mehmet amca ama bugün hiç birimiz birbirimizden ayrılmak istemeyiz gibi me geliyor. Bu ev bize yeter de artar bile''
           Nurettin '' Kesinlikle yeter de artar bile''
           '' Pekala teklif var ısrar yok hadi o zaman bize müsade Allah'a emanet olun''
           Büyük baba '' Teşekkür ederim dostum...  Sizde Allah'a emanetsiniz''
          Hasan Bey ''Hadi bakalım gençler bizde yukarı çıkalım artık Tülay kızım sende bu gece yukarıda kal''
           Muratta gitmeye hazırlanıyordu ki büyük baba onu durdurdu. Timur usulca Pınar'ın yanına yaklaştı. Kısık sesle
            ''Sabah bende sizle okula gelebilirmiyim''
            Pınar Timur'un gözlerinin içne gülümseyerek bakarak
            '' Elbette çok mutlu olurum''
            '' O zaman sabaha görüşmek üzere''
            '' Tamam görüşürüz''
            Evde bir tek yabancı sayılabilecek Murat kalmıştı. Büyük baba Zülal'e işaret etti. Zülal büyük babanın ne demek istediğini anlamıştı. Murat'ın yanına gitti elinden tutarak anne ve babasının karşısına getirdi. Murat heyecandan kıp kırmızı olmuştu.
            Zülal '' Anneciğim Babacığım size birini tanıştırmak istiyorum''
            Anıl da Sıla da anlamışlardı ama kızlarını dinlemek istiyorlardı
            Anıl '' Elbette buyur kızım''
            '' Babacığım sizi Murat ile tanıştırayım. Murat benim erkek arkadaşım. Sizlerle tanıştırmak istedim çünkü biz geleceğe yönelik adımlar atmak düşüncesindeyiz''
            Sıla '' Öyle mi yavrum''
            Murat utana sıkıla '' Efendim ben gerçekten Zülal ile geleceğimi paylaşmak istiyorum.Sizinle tanışmayı çok istiyordum Nasip bugüne imiş Asla sizden gizli saklı bir şey yapmak gibi bir niyetimiz olmadı. Buna Büyük babamız da şahit olacaktır.''
            Büyük baba '' Beni karıştırmayın bakayım siz'' diye gülerek karşılık verdi Murat'a
            Anıl '' Peki ailen ne diyor evlat bu işe. Tanıştırdın mı ailenle kızımızı''
            '' Aslında bu tanışmak istememin de sebebi bu efendim. Eğer izniniz olursa bu yaz Zülali ailemle tanışmaya götürmek istiyorum''
            ''Daha zamanımız var Babamla da konuşur uygun olan neyse ona göre hareket ederiz. Olur mu evlat''
            '' Nasıl uygun görürseniz efendim''
            '' Sağ ol delikanlı. Sanırım şimdi evine gideceksin ailen burada mı''
            '' Hayır efendim ailem burada olsa şimdiye kadar çoktan tanıştırırdım Zülali''
            '' Ailen nerede''
            '' Tekirdağ da efendim''
            '' Bize yakınsınız yani''
            '' Evet efendim''
            '' Peki evlat hadi sana iyi geceler''
            Murat büyük babadan başlayarak büyüklerin ellerinden öperek evden ayrıldı.
            Büyük baba'' Bana bir şey sormayacak mısınız oğul''
            ''Hayır baba aklımın ucundan bile geçmez sana bu konuda soru sormak. Sen onayladığına göre ''
            '' Nereden biliyorsun onayladığımı''
            '' Onaylamasan burada ne işi olabilirdi onun''
            '' Bak bu mantığı sevdim. Şimdi yatma işlerini halledelim. üç bayan Melis, Pınar ve Zülal siz doğruca büyük yatağa gideceksiniz sıkışacaksınız ama yapacak bir şey yok bir gece idare edersiniz yarın başka bir yol buluruz. Anıl sen ve Nurettin beyde kendi kızlarınızın yatağında Oğulcan da annesi ile divanı açar yatarlar Bende Tülay'ın yatağında yatarım''
            Anıl '' Böylece yatma işinide hallettiğimize göre Simay ile de vedalaşmadan bize Melisin annesinden biraz bahsedersin umarım''
            Zülal '' Baba aslında büyük babam bize anlatıyordu. Bu akşam dinleicin çok olacak büyük baba ve hem biraz kızın için kısaca bir tekrarda yaparsın''
            '' Peki öyle olsun. Hadi şu ortalığı toplayın hızla bakalım.''
            Dört bayanda hızla işe giriştiler az sonra ortada bir tane kaşık bile kalmamış her yer derlenip toparlanmıştı. Büyük baba aynanın yanına bir koltuk çektirdi. Oradan anlatacaktı. Laptop büyük babayı rahatça görebileceği bir yere konulmuştu. Büyük babanın anlatmaya başlaması için her şey hazırdı. Büyük baba da anlatmaya başladı....
         
         
                     







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder